Makale Dizini


Görülüyor ki: Türkü tariflerinin tümünde yapımcısı / yakıcısı – bestecisinin belli olmaması önemli ortak özellik olarak değerlendiriliyor. Bu özelliği haiz olmayanlar türkü olarak kabul edilmiyor. Bu düşüncenin uygulamaya konulması TRT ile başlamış. Kültür Banaklığının yapacağı arşiv-repertuvar çalışmasını TRT yapmış. Derlenen türkülerin ses kayıtlarını, notalarını yayımlayarak beş bine yakın bir repertuvar oluşturmuş, zaman içinde TRT’ye mensup sanatçılar da bu türküleri çalmış okumuş. TRT’de derlenen türkü notalarının ressam marifetiyle yazılması, çoğaltılması, radyolara gönderilmesi 1972 yılında başlamış, 1982 yılında da TRT repertuvar kurulu oluşturulmuştur. Kurul oluşturulduktan sonra derlenen Oyun Havaları– Uzun Havalar – Kırık Havalar TRT Müzik Dairesi Başkanlığı Halk Müziği Şube Müdürlüğüne gönderilerek değerlendirilmesi sağlanmış, kuruldan geçen ezgilere repertuvar numarası verilerek arşivlenmiştir. Bu uygulama vasıtasıyla TRT de müthiş bir halk ezgileri repertuvarı oluşturulmuş. Maalesef ülkemizde onun dışında başka kapsamlı bir çalışma yapılmamış. TRT, Kültür Bakanlığının yapacağı çalışmayı yapmış. Bu çalışma sayesinde de beş bine yakın halk ezgisinin notası yazılarak arşivlenmiş. İlk ve tek arşiv olma özelliğini geçmişten günümüze korumuş ve de korumaya devam etmemektedir.

Bu kurul şimdi de TRT müzik dairesi başkanlığı bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Bildiğim kadar beş kişilik bir kurul gelen türküleri değerlendiriyor. Başka türkülere benzemiyorsa, türkü formu özelliklerine uyuyorsa, beste değilse repertuvar kurulundan geçiyor ve arşivleniyor. Türkü, bahsettiğimiz kurallara uymuyor ise repertuvar kurulundan geri dönüyor, yayımlanamaz ibaresi konularak arşive alınmıyor. Gönderilen türkülerin beste olup olmadığına repertuvar kurulu karar veriyor. TRT marifetiyle konulan bu uygulama bir takım aldatmacayı da beraberinde getiriyor. Beste olan türkü kişiler tarafından anonimmiş gibi repertuvar kuruluna sunuluyor. Kurul beste olduğunu tespit ederse geri çeviriyor. Edemez ise anonim türküler sınıfına dâhil edilerek arşivleniyor.

Daha önce de söylediğimiz gibi türkülerde şimdiye kadar hep anonim olma özelliği aranmış, beste türküler dikkate alınmamış. Çeşitli zamanlarda TRT repertuvarına giren Azeri ezgiler anonim olarak değerlendirilmiş, derlenmiş, bestecisi belli olanlar bile TRT vasıtasıyla anonim olma özelliğine kavuşmuştur. Bu uygulama yanlıştır. Yanlış olduğu kadar da gülünçtür. İşte bu uygulama sonunda ortaya çıkan gülünç durumu Sn. Salih Turhan'ın tespitlerinden aktaralım:

"Bahçalarda barım var türküsü derleme şartlarına göre yanlış kategoriye tabi tutulmuştur. O günkü uygulamaya göre beste türküler kabul görmediği için Sn. Erkan Sürmen (TRT Ankara Radyosu THM sanatçısı – emekli) haklı gerekçeyle kılıf uydurup, Elazığlı Fatih Kısaparmak'ı kaynak kişi gösterip ezginin özelliğinden dolayı adı geçen türküyü Iğdır repertuvarına dâhil ve tescil ettirmiştir. Dahası türkü ödüle layık görülmüş, (Yılın türküsü seçilmiş) Fatih Kısaparmak'ta bu zaaf karşısında bıyık altından gülerek ödülünü almıştır." Görülüyor ki: Fatih Kısaparmak'ın bestelediği türkünün bestecisi kaynak kişi, yöresi de Iğdır gösterilerek repertuvar kurulundan geçiyor. (TRT, THM No: 2579) Böylece bestede anonim türküler kervanına katılıyor. Sonra yılın türküsü seçiliyor. Bestecisi ödül alıyor. Sonuçta ortaya affedilmeyecek hatalar çıkıyor. Eğer beste türküler ayrı bir kategoride değerlendirilseydi bu yanlışlık olmayacak, aldatmaca yaşanmayacaktı.

Şimdi bazı beste olan Azeri türkülerin ülkemiz sınırları içerisinde derlenerek
anonim bir kimlik kazandığını, konuyla ilgili tespitlerimizi sıralayarak ilgililerin dikkatine sunalım. Dileriz ki ilgililer tespitlerimiz doğrultusunda hareket eder, şimdiye kadar yapılan yanlışların tekrar etmemesi hususunda azami gayreti gösterir. Eğer göstermezlerse aldatmaca sonsuza kadar sürer. Dileğimiz bu aldatmacaya en kısa zamanda dur denilmesidir.

Azeri türkülerin ülkemize girişi cumhuriyet dönemiyle başlar. 50’li 60’lı yıllardan sonra artarak günümüze ulaşır. Günümüze kadar ulaşan Azeri ezgiler içinde anonimleri olduğu gibi beste olanları da vardır. Azerbaycan'da bestecilik 1930’lu yıllardan beri süregelmektedir. Belki de ülke halk musikisini güzel kılan özelliklerden biri de bestecilik müessesesinin bize göre çok erken başlamış olmasıdır. Çok erken başlayan bu olgu hem musiki kalitesini, hem de söz kalitesini oldukça yüksek tutmuş, kaliteyi yakalamakta besteler önemli bir rol oynamıştır. Şimdi çeşitli zamanlarda Anadolu’ya giren, değişik zamanlarda derlenerek anonimleşen, sonra da bize ulaşan beste Azeri ezgilerden birkaç örnek sunalım…

1. Örnek : Bulak üste duran güzel
Yöresi : Azerbaycan / Kaynak kişi: Bülbül Mehmetoğlu
Derleyen : Can Etili / Derleme tarihi: -
Notalayan : Can Etili / Repertuvar No: 1947

Bu türkü Sn. Can Etili tarafından derlenmiş, yukarıdaki detay bilgilerle TRT kayıtlarına geçmiştir. TRT kayıtlarındaki sözler Âşık Elesker'e aittir. Bizim tespit ettiğimiz yazılı kaynaklarda ezginin söz ve müziği Âşık Gurban Sadıkov’dur.

2. Örnek : Dost bağında açılıp gül
Yöresi : Iğdır / Kaynak kişi: Yusuf Yıldırım K.Çiftçi, N. Ergin
Derleyen : Neriman Tüfekçi / Repertuvar Sıra No: 1758

Bu türküde Azeri türkülerin usta yorumcusu Sn. Neriman Tüfekçi tarafından derlenmiş ve notaya alınmıştır. TRT kayıtlarında yukarıdaki detay bilgilerle kayıtlara geçen türkü Azerbaycanlı besteci Reşit Şefeg'indir.

Halk müziği repertuvarımıza Kerkük'ten de türküler girmiş, maalesef girenlerden birkaçı, bestecisinin belli olmasına rağmen Azeri türküler gibi onlar da anonim türküler kervanına katılmıştır. İşte örnekleri: 

3.Örnek : Mektup yazdım yâre almadı
Yöresi : Kerkük / Kaynak kişi: İbrahim Terzi
Derleyen : Banttan yazıldı / Derleme tarihi : -
Notalayan : Azize Gürses / Repertuvar Sıra No: 3414

Bu türkünün söz ve müziği Kerküklü yöre sanatçılarından Hüseyin Tuzlu'ya ait olmasına rağmen yukarıdaki detay bilgilerle TRT repertuvar kayıtlarına geçmiştir.

4. Örnek : Esmerim güzel esmer
Yöresi : Kerkük /Kaynak kişi: Abdurrahman Kızılay
Derleyen : Ali Canlı / Derleme tarihi
Notalayan : Ali Canlı / Repertuvar Sıra No: 3143

Yukarıdaki detay bilgilerle derlenen, sonra da TRT repertuvarına girerek anonimleşen bu türkünün sözleri Mehmet İzzet Hattat'a, bestesi ise Kerküklü sanatçı merhum Abdurrahman Kızılay'a aittir. Kısaca söz yazarı, bestecisi bellidir. Türkü yukarıda sıraladığımız kıstaslara uymadığı halde anonim gibi gösterilerek repertuvara girmiştir. TRT repertuvarı incelendiğinde beste olduğu halde anonimmiş gibi gösterilerek repertuvardan geçen hayli türkü karşımıza çıkacaktır. İşte onlardan bir de: Zeytinyağlı yiyemem / Basmada fistan giyemem dizeleriyle başlayan ünlü Bursa türküsüdür. Türkünün sözleri aşağıdaki gibidir.

(I)
Zeytinyağlı yiyemem aman
Basma da fistan giyemem aman
Senin gibi cahile
Ben efendim diyemem aman

Bağlantı
Kaldım Domaniç dağlarında
Sevgili yârim nerelerde
(II)
Kara üzüm asması
Yeşil olur yazması
Ben yârimden ayrılmam
Kara yazı yazması
Bağlantı
(III)
Asmadan üzüm aldım
Sapını uzun aldım.
Verin benim yârimi
Annemden izin aldım
Bağlantı

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

55 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi