Anasayfa
BAK POSTACI GELİYOR - XXXIV İLK KADIN ÜNİVERSİTE MEZUNU: ŞÜKÛFE NİHAL
“Öğretmenim canım benim, canım benim, seni ben pek çok severim…” diye başlayan cıvıl cıvıl bir şarkının muhteşem yankısı hâlâ kulaklarımda. Otuz beş yıllık öğretmenliğimi dört yıl önce sessiz sedasız geride bırakarak sınıflara, kürsülere, tahtalara ve de zil seslerine veda ettim. Aslında öğretmenlik mekânlarla ve zamanlarla sınırlandırılamayan ömürlük bir şeydir. Yaşadığın sürece seninle vardır ve seninle yürür bu hayatta. Ne senden bir adım önde ne bir adım arkada… Ve en güzeli de öğretmenlik yarın için programlanmış bir meslektir. Dünden yarına, yarınlara doğru uzanan tek meslek.
DARBECİ GENERALLERE MERHAMET (!) -3-
Efendi BARUTÇU
Bütün bu gelişmeler neticesinde Başbakan Erbakan, 18 Haziran 1998’de hükümetin istifasını Cumhurbaşkanına sunmuştu.
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Süleyman Demirel’e kendi Başbakanlığında mecliste iki yüz yirmi altı oyu rahatlıkla geçecek bir hükümet formülü sunuyor, Cumhurbaşkanı buna itibar etmeyerek ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ı hükümeti kurmakla görevlendiriyordu. Daha sonra ki yıllarda bu tutumunun sebebi sorulduğunda yakınlarına şöyle diyecekti:
Diyanet İşleri Başkanı son dönemde çok görünür bir hâlde. Harp okulları mezuniyet törenlerinde, yeni Yargıtay binasının açılışında, MSB Temel Atma Töreni’nde dua ederken çekilen fotoğraflar öne çıktı. Ne var bunda denebilir. Ama bu fotoğrafların hayatın akışı içinde tesadüfen ortaya çıkıp çıkmadığı üzerinde düşünmek gerekir.
Bir Türkü Güzelliği Adile Kurt Karatepe-2-
Ben yolum.
Başımda taşıdıklarım yol yol çiğner beni, bağrıma taş basarım.
“Yol üstünde karakol” diyenler aslında “Nerden gider yâre yol” demeye fırsat aramaktadır. Oysa gidilecek yol bellidir.
“Şu karşıki tepeden,
Belki gider yâre yol.”
Yolun güzelliği yolcunun güzelliğindendir, gidilecek yerin de.
Bakarsınız “Evinin önü pınar”dır, suya susayanlar sevdaya kanatlanırlar kanmak için. Hani Arif Nihat Asya diyor ya; “Su içen kuşu her yudumda gagasını göklere kaldırarak Allah’a şükrederken gördüm.”
Putin, Dün, Bugün, Yarın -3-
Siyaset ve tarih, dünyamızla değil; günlük hayatımızda da önemli rol oynayan, görevler ifa eden, bazen yol gösterici ve öncü olan kişilerin varlığı, önemi ayrı bir incelenme konusu olur. Bu tür merak ve ilgi alanlarının odaklaşmasında üzerinde çalışılma gereğinin duyulmasında elbette çeşitli, nedenler rol alabilir. Mesela MERAK, DERS ALMAK veya ÇIKARMAK, hatta siyasal / asker rakipse, TANIMAK gibi…
Bayramın birinci günü Üçüncü Ordumuzun Nenesini, ay-yıldızlı Albayrak ile duvaklayıp AZİZİYE TABYASI'ndaki gelin odasına götürüp verdik. Orada yatan şehitlerin arasına karıştığı anda Allah bilir ne hâlet oldu?
Nene Hatun Erzurum'un ne ilk ne de son kahramanıdır. O diyar, baştanbaşa kahramanlar yatağıdır. Bugün bütün Anadolu'da ve bilhassa Erzurum'da hiçbir Türk ve Müslüman ailesi yoktur ki bir, iki ve hatta daha çok evladını Moskof muharebesinde şehit vermemiş olsun. NENE HATUN aramızda yaşayan canlı bir şahitti.
Geçen haftaki (6 Eylül 2021) yazımda tarihî gerçeklerle ilgili sırası geldikçe bilgi vereceğimi duyurmuştum. O günkü yazının ilgi çekmesi nedeni ile bugün de tarihî bir konuya değineceğim.
Aslında, ülkenin bugün içinde bulunduğu durum, tamamen güncel konularla ilgili yazmayı zorunlu kılıyor. Ancak, tarih ile ilgili yazdıklarımın da günümüzde tartışılan konulara ışık tutması açısından yararlı olduğunu düşünüyorum.
Her şeye rağmen günümüzle ilgili şunları mutlaka söylemeliyim:
ŞAİR ÜLKÜ OLCAY İLK ŞİİR KİTABININ GELİRİNİ TÜRKMEN ÇOCUKLARI’NA BAĞIŞLADI.
Sitemizin yazarı Eğitimci-Çevirmen Şair Ülkü Olcay’ın ilk şiir kitabı “Düş Ertesi” raflarda yerini aldı.
Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları arasında çıkan 96 sayfalık kitapta şairin, hece ve serbest olmak üzere 94 şiiri yer alıyor.
Yaklaşık 3 yıldır yurt içi ve yurt dışı organizasyonlarla elde ettiği yardımları Adana'da bulunan özellikle yetim çocuklara ulaştırmayı kendine borç bilen Ülkü Olcay, daha fazla çocuğun yüzü gülsün diye uzun zamandır emek verdiği kitabının gelirini Türkmen çocuklara adadı.
Türküler âlemde hoş âvâzımız,
Havalanır gider gönülden dile,
Muhabbet deminde çalsın sazımız,
Türk’ün türküsünden bir söyle hele...
Adile Kurt Karatepe TRT sanatçısı. Türkülere aşk derecesinde bağlı ve türküleri en iyi yorumlayanlardan bir güzel insan.
Eskişehir Türk Ocağı otuz yılı aşkın bir zamandan bu yana “Perşembe Sohbetleri” yapıyor. Bir Perşembe Sohbeti’nin konuğu da Adile Hanım oldu, sunucusu da ben.