AHISKA TÜRKLERİ VE 14 KASIM

 

 1944 yılında, Kırım Tatar Türklerine uygulanan zulmün bir benzeri, ne acı ki, Ahıska Türklerine de reva görülmüştü.. 

Stalin, o dönem kendi hakimiyetinde bulunan, Gürcistan Türkiye sınırındaki Ahıska bölgesinde yaşayan Türklere karşı çok acımasız davranıyordu. 

Ahıska uzun zaman Kıpçak Türklerinin yönetiminde iken 1578 deki Kafkasya seferi ile Osmanlı hakimiyetine girdi. 

Posof çayının iki yakasında olan ve günümüz Türkiye sınırına sadece 15 km uzaklıkta bulunan Ahıska, 250 yıl boyunca Osmanlıya bağlı Çıldır eyaletinin başkenti idi.. 

Ahıska daha sonra 1829 Edirne anlaşmasıyla, Ruslara, savaş tazminatı olarak bırakıldı.  

1921 yılına gelince, Rusyanın dağılmasıyla kurulan S.S.C.B egemenliğine giren Ahıska'da, bugün Dogu Turkistan da uygulanan baskı ve şiddetin bir benzeri uygulanmaya başlanıyordu. 

Camiler kapatılıyor, ibadet yasağı getiriliyor, çocuk sınırlamasına gidiliyor ve Türkçe kesin olarak yasaklanıyordu zamanla.. 

Yasaklara uymayanlara ise çok ağır müeyyideler uygulanıyordu. 

Stalin, ikinci dünya savaşı sırasında, güvenilmez millet diye adlandırdığı Ahıska bölgesinde yaşayan Türkler için, kökten bir çözüm(!) bulma arayışına gitti..

2.Dünya savaşında Türkiye sınırında bulunan ve Türk olmalarından kaynaklı Türkiye Cumhuriyetine yakın duran bu bölgenin tamamen temizlenmesi(!) çalışmalarına başladı. 

Bu minvalde Stalin 14 Kasım 1944 de acımasız sürgün kararını uygulamaya koydu. 

Verdiği emirle Ahıska Türklerini, Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan gibi orta asyanın iç kısımlarında bulunan bolgelere sürgün etti. 

Ahıska Türkleri, 14 Kasım gecesi zemherisinde, evlerine gelen Rus askerleri tarafından, hayvan vagonlarına doldurularak yurtlarından koparıldı.

2 ay süren ve soykırımı andıran bu acı yolculuk sonunda, sürgün edilen 100 bin Ahıskalı dan 30 bini hayatını kaybetmiş,

binlercesi de ömür boyu sürecek kalıcı hastalıklara maruz kalmıştı. 

Dışarıdan kilitlenen hayvan vagonlarında; soğuk, pislik, açlık, susuzluk, ihtiyaç giderememe, havasızlık ve hastalık sonucu çoluk, çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek demeden son derece trajik ölümler yaşandı. 

Uzun yıllar sürgünde çok zor şartlarda yaşayan Ahıska Türkleri, 1990 lı yıllarda başlayan geri dönüş sürecinde bazı kazanımlar elde etseler de, kesin bir kazanım elde edilemedi. 

Çünkü boşalttıkları yerler Ermeni ve Gürcü nüfus ile doldurulmuştu. 

Kültürlerini koruyan Ahıska Türkleri, Ahıska bölgesini anavatan kabul etseler de gerçek vatanlarının aslında Türkiye Cumhuriyeti olduğunu ifade etmektedirler. 

1992 yılında Turgut Özal'ın çıkardığı "Ahıskalı Türklerin geri dönüşleri ve iskanı" kanunu ile Ahıska Türklerinin çok az bir kısmı Türkiye'ye gelmiştir. 

Türk vatandaşlığı konusunda çözüme kavuşan Ahıska Türkü sayısı günümüzde 23 bini geçme-mektedir. 

15 bin Ahıska Türkü ise Amerika Birleşik Devletlerine yerleşerek orada vatandaşlık hakkı elde etmişdir. 

Türkiye Cumhuriyeti devletinin Ahıska Türkleri konusunda önemli girişimleri ve bir devlet politikası bulunmaktadır. 

Devletimiz, Ahıska Türklerinin kendi ifadeleri ile "dağ gibi" arkalarında durmaktadır. 

Günümüzde on farklı ülkede yaşayan ve fakat Türkiye'ye yerleşebilmek için umutla bekleyen çok sayıda  Ahıska Türkü vardır. 

Pek bilinmeyen ve sıklıkla karıştırılan Ahıska  bölgesinde yaşayan Türklerin dramları ile yaşadıkları trajedileri,

her yıl 14 Kasım günü anmakta ve manen yanlarında olduğumuzu bildirmekteyiz.

Soykırıma varan trajedinin 75. Yıl dönümünde

Dünyadaki tüm Türklerin olduğu gibi

Ahıskalı Türk kardeşlerimizin de

Her zaman yanlarında olduğumuzu

Bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum...

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

249 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi