Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu, Cuma vaazında Selânik Türkleri hakkında yanlış, çirkin ve cahilce ifadeler kullanmış.

Onlar  "Sebetaist"  demiş..

Yani gizli Yahudi, yalandan Müslüman demiş.

 

Müftü,  fetva veren, fetvaya ehil olan insan demektir.

Fetva verebilmenin de yeterlilik gerektiren, sorumluluk  taşıyan, büyük  vebal taşıyan  durumları vardır.

 

Bunlara uyuldu mu?   Hayır uyulmadı.

Duygusal  davranıp; bodoslama  atlayarak;  muhtemelen  "bilgi eksikliği ve eğitim hatası" 'nı da  dahil  ederek,  ideolojik  bir  tercihle bu hatanın yapıldığını düşünüyorum.

 

Kamuoyu  bu  yanlışlığı nasıl  gördū?

Kamuoyu bu  dili,  bu  mantığı beğenmedi.. Herkes kendine yakışan lisanla hatayı sahibine iade etti.

 

Kamuoyu,  söz konusu   vaazı  iki  şekilde    algıladı:

 

BIRINCİ OLARAK:  Özelde Selânik,  genelde de Rumeli Türkleri'nin  bu iftirayı hak etmediğini düşündü  kamuoyu.

 

İKİNCİ OLARAK:  Söylemin şuursuz ve hatalı  olmasından  ziyade;  ideolojik  bir tercihle söylendiği; vaazdaki gizli müfredatın  Selânik doğumlu Mustafa Kemal Atatürk'ü kötülemeye yönelik bir  gayret  olduğu şeklinde yorumlandı.

 

Yanlışlığın  Mukaddes Dinimiz  ve  Kutsal Mekânımız  Cami  vasıtasıyla  yapılması da çok  yönlü  bir  facia  olarak, toplumsal   tepki  gördü.

 

Şu  anda,  ortada ne  müftü  ne  vaaz  görünmüyor..

Bir  mantık  hatası bir  zihniyet  problemi görünüyor.

Sosyo - klinik  bir  vaka  görünüyor..

Bence konu şahsileştirilmeden; sosyo kültürel  ölçüleri ile ele alınıp  değerlendirilmelidir..

 

Bu adam hain mi? 

Çok büyük ihtimalle, hayır  -  değil diyorum.

Ama yaptığı tahribatla hainlerin yapmak istediği tahribat birbirine benziyor  mu,  evet benziyor..

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığını istemeyen milletler de;  Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne  alenî  ya  da  gizli  düşman  olan Fetovari yapılanmalar da Atatürk'ü sevmezler ve ona düşmanlık yapmak isterler..

 

KONUNUN  ADINI  DOĞRU  KOYMAK LÂZIM

Konu,  Selânik Türkleri ya da Rumeli Türkleri konusu değildir.

 

Onların içi acıdı mı? Evet çok acıdı..Zaten  mağdur, zaten  mahsunlar..

 

Balkan Türkleri,  fütûhat dönemlerinde Türk Milletinin ileri uzanan kılıçları;  inhitat - çöküntü ve gerileme dönemlerinde de Anavatanı adım adım savunan koruyucu  kalkanları  olmuşlardır..

İnsanlar  Anadolu'da  bile Türklüğünü kaybedebilir  veya  terkedebilir.. Hattâ Müslümanlığını kaybedebilirler.

Ama Balkanlarda asla kaybetmezler..Bunca  sürgünlere, zulümlere, ölümlere  rağmen  halâ    Müslüman  Türk  şuuruyla  yaşıyor  olmaları bunun  delilidir.

 

Herkes  doğru  oturup,  açık  konuşsun..Selânik Türklerinden  problem  falan  çıkmaz.. Sadece  Atatürk'ün  Oradan çıkması bile, Selânik  Türkleri'ne  kıyamete kadar  yetecek  bir  onurdur..Onlar  da   bu  onurun  bilincindeler.

Atatürk'e  neden  düşman  olunur  ki !?  Çok  önemli  bir  soru ama,  ayrı bir  yazının  konusu..

 

O HALDE, Problem Selânik  Türkleri değilse,  PROBLEM  NEDİR ?

 

Bence problem, Türkiye'deki  Egitim Kurumlarında  verilen Tarih  Billgisi ve  Milli Şuur   eksikliği,  hattâ  aksaklığı  konusudur..

Bu  eksiklik  ve  aksaklık  dinî eğitim kurumlarımızda,    daha  fazla  hissedilmektedir..

 

Müftü Şaban  Soytekinoğlu  gibi kimseler umumiyetle Milliyet  mefhumundan,  Milli   Şuurdan mahrum bırakılmış insanlarımızdır.Kusuru  şahıslarında  değil, onlara verilen  eğitimde  aramak   daha  doğru olur.

 

Bazan,   içlerinde gizledikleri başka bir Milliyetin  Şuuruyla hareket  edip, gizli -kasıtlı  müfredat uygulayanlar da  olabilir mi?  Elbette   bu da  çok  mümkündür.

 

TEMEL  KONU  MİLLİYET  DUYGUSU  VE  MİLLΠ ŞUUR   EKSİKLİĞİ  MESELESİDİR

O halde,  Millet olgusuna ve  Millî Şuur konusuna bir göz atalım..

 

Milletler,  aynı kültür dairesinde yaşayan toplumların, boyların,  kabilelerin, bir devlet yapısı içerisinde yoğurularak bütünleşmeleri ile meydana gelirler.  Bunlara KAVİM  MİLLETLER   denir.

 

Bir de kurmuş oldukları büyük devletlerin misyonuyla, kavim milletleri de bünyesinde birleştiren Büyük   Milletler   vardır ki sosyolojide bunlara da TARİHΠ MİLLETLER  denilmektedir.

 

Türk Milleti tarihi bir millettir.  Ve  de  devletli, töreli, şanlı,  şerefli  varlık çizgisi  olan  bir  milletdir.

 

 Milletler'de VAR  OLMAK ve VAR  OLARAK  KALABİLMEK  azim ve iradesi vardır.. Buna  Millî Şuur veya   Ortak Milliyet Duygusu denilir.

Milliyet duygusunun hayat tarzı olarak benimsenmesine ise MİLLİYETÇİLİK  denilir.

 

YAŞAYAN  MİLLETLERİN  VAROLUŞ  SIRRI,  MİLLΠ ŞUUR  DUYGUSUNA  SAHİBOLMALARI  İLE  İZAH  EDİLİR..

YOK  OLAN  MİLLETLERİN, YOK  OLMA  SEBEBİ DE  BU  ŞUURU,  İRADEYİ  YİTİRMELERİ  VEYA  TERKETMELERİ İLE AÇIKLANABİLİR.

 

Türk Milletinin var olarak kalma azim ve iradesinin, hayat tarzı olarak benimsenmesine de TÜRK  MİLLİYETÇİLİĞİ denilir..

 

Vatan  için  yapılan  her fedakârlığın,  çekilen  her  çilenin,   duyulan  her  özlemin,  yaşanan  her  güzelliğin  dayanağı  Milliyetçiliktir..

 

Tekrar  Müftü Şaban Soytekinoğlu konusuna dönelim..

Kendisinin belki de  Milliyetçilik  tanımına  uyan  bir çok   fikir  ve  fiili de vardır. Olabilir..

 

Ama, Tarih Eğitimi ve  Millî Şuur  konusundaki  eksiklik;  yanlış  düşünmeye,  yanlış  yorum  yapmaya  sebep  olmaktadır.  Mesele budur.

 

Bu konu  çok  önemlidir..

ANCAK, BU  KONUNUN  SOSYOLOJİK  MUHATABI  Şaban Soytekinoğlu değil; konunun  muhatapları:

Diyanet İşleri Başkanlığı,

YÖK  Başkanlığı,

İlâhiyat Fakültesi Dekânlıkları,

Ve Milli Eğitim Bakanlığı'dır.

 

Acaba bu kurumlar bugün şapkalarını çıkarıp ta önlerine koydular mı?  Ya da  "sağır  sultan"ı mı  oynadılar..?

 

TARİHSİZ   DİN İLMİ olabilir mi, diye  düşünmeyi  aklettiler mi?

 

Bir Âlim  yirmi alanda allâme olsa,  tarih bilgisi yoksa;   TEVİL  veya  TEFSİR için  İCAZET  alabilir mi? Cevap  net..Alamazlar..Tarihsiz  tefsir  bile  yapılamaz..

 

O HALDE  MUHTEREM  MUHATAP  MAKAMLARA  SESLENİYORUM

Verilen  Tarih  Bilgisi  ve  Millî Şuur  yetersiz..

Okullarımızda  dünyanın  bütün  ekollerinin  taraftar  toplayabilmesinin  yegane  sebebi  de  bu  boşluk  ya  da  "boşvermişlik "ten  kaynaklanmaktadır.

 

Muhatap  Makamlardan  birileri;  bu  yazıyı  okusanız  bile;  "Emekli   bir  tarih  öğretmeni de  yazmış birşeyler.. Aklı neye  yeter..?" diyebilirsiniz.  Hattâ  "otur  oturduğun  yerde"  de  diyebilirsiniz..

 

Ya  da  yılan, bana  değene  kadar  yaşayabilir  de  diyebilirsiniz.

 

ANADOLU'DA  BİR  ÇİFTÇİ  HİKÂYESİ  VARDIR..

Hikâye  basit,  özeti de şöyledir:

"Çiftçi, sabanla  tarlasını sürerken,  elindeki  övendireyi çiziden çıkan genç tosuna değil de,  dış  taraftaki koca öküze vururmuş.."  Sebebini  soranlara da: " Koca  Öküz ona  çiziden  çık diye göz  ediyor" dermiş..

 

Çiftçi kim? Çiftçi, tarihi Millet, Büyük Türk Milletidir..

Övendire nedir?  Övendire, çiftçinin sopasıdır... Övendire Türk'ün varlık mücadelesinde takındığı tutum ve tavırdır..

Hikâyedeki  öküz.. Gaflettir..Millî zarara  sebep  olan  herkes  ve  her şeydir..

 

TÜRKİYE  CUMHURİYETİ DEVLETİ..

Kutsaldır..Mübarektir.. Zarurettir.. Varolması  sonsuz  bir  lüzûmluluktur..

Kimsenin  keyfine  bırakılmayacak  kadar  önemlidir..

 

Cenabı Allah insanları Kavimler haline koyduğunu Vahiy ile bizlere bildirmektedir. Ayrıca bazı Kavimler de Kur'anımız'da tanımı yapılarak övülmektedir.

 

Türk Milleti, dünü ve bugünü   itibariyle bu övgülere en lâyık insan topluluğu, en lâyık  bir  Millettir..Bir çok  tefsirci de  bu konuda  fikir  beyan etmiştir.

 

Türkiye Cumhuriyeti  Devleti;

"SANA  OLSUN  DÖKÜLEN  KANLARIMIZ HELÂL" diye  tanımlanan  Şanlı  Bayrağın  Devletidir..

 

TÜRKİYE  CUMHURİYETİ  DEVLETİ

-Dünün esir, bugünün bağımsız Türk Devletlerinin  yönlerini bulabilmesini  sağlayacak Kutup  Yıldızıdır..

-Halâ başka devletlerin hakimiyetinde yaşayan Türk Topluluklarının yegâne ümîdidir..

-Emperyalistlerin bütün çirkin oyunlarını oynadığı İslâm Dünyasının da tek  dayanağı, en seçkin modelidir..

ONUN  HAYAT  İKSİRİ DE  MİLLÎ ŞUURDUR..

 

O  halde  Türk  Milleti'nin  varlık  damarlarını korumak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güçlenmesi  için çalışmak,  hem Millî hem de Dinî   görevimizdir.

 

Türk  Milleti'nin tarihine, misyonuna,  kurucularına,  kahramanlarına, kültürüne, törelerine,  birlik ve bütünlüğüne zarar veren herkes  hem Millete  hem de   Dine Zarar vermiş olmaktadır.

 

Şaban Soytekinoğlu  şahsen  bir  insandır..Saygı  duyarım..

Ama  kamuoyunda  tepki  gören  vaaz  konusunda  Şaban Soytekinoğlu teferruattır..

Zurnanın  zırt  deliğidir..

Kusurlu  insanlarla  tek  tek  uğraşmak,  bataklıkta  sivrisinek  kovalamaya benzer..

 

Ana  mesele,  Milletimiz'in  evlâtlarına  verilecek, Tarih  Bilgisi  ve  Millî  Şuur  konusudur.

TÜRK  KELİMESİNDEN, KORKMAYAN, GOCUNMAYAN, UTANMAYAN  VE  BİNLERCE  YILLIK  TÜRK  TARİH  BİRİKİMİNİ  KLAVUZ  KABUL  EDEN  NESİLLER  YETİŞTİRMEKTİR..

Bu tesbit, her seviyedeki  Dinî Meslek  Okulları  ve  būtūn  türlerdeki  okullarımız için  geçerlidir..

 

İşin  başlangıç noktası da,  EĞİTENLERİN  EĞİTİMİ KONUSUNUN  HALLEDİLMESİDİR..

Devlet-i  ebed  müddetin  yolu   buradan  geçer..

Muasır Medeniyete  ulaşmanın  yolu  da buradan  geçer..

İslâmın sancağını yüceltmenin  yolu da  buradan  geçer..

ÇÖZÜM:  GÜÇLÜ BİR  MİLLİYET  DUYGUSU, SAĞLAM  BİR  MİLLΠ ŞUUR  KAZANDIRABİLMEKTEDİR....

 

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

143 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi