- Yayınlanma: Pazar, 30 Mayıs 2021 23:12
- Gösterim: 665
Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu, Cuma vaazında Selânik Türkleri hakkında yanlış, çirkin ve cahilce ifadeler kullanmış.
Onlar "Sebetaist" demiş..
Yani gizli Yahudi, yalandan Müslüman demiş.
Müftü, fetva veren, fetvaya ehil olan insan demektir.
Fetva verebilmenin de yeterlilik gerektiren, sorumluluk taşıyan, büyük vebal taşıyan durumları vardır.
Bunlara uyuldu mu? Hayır uyulmadı.
Duygusal davranıp; bodoslama atlayarak; muhtemelen "bilgi eksikliği ve eğitim hatası" 'nı da dahil ederek, ideolojik bir tercihle bu hatanın yapıldığını düşünüyorum.
Kamuoyu bu yanlışlığı nasıl gördū?
Kamuoyu bu dili, bu mantığı beğenmedi.. Herkes kendine yakışan lisanla hatayı sahibine iade etti.
Kamuoyu, söz konusu vaazı iki şekilde algıladı:
BIRINCİ OLARAK: Özelde Selânik, genelde de Rumeli Türkleri'nin bu iftirayı hak etmediğini düşündü kamuoyu.
İKİNCİ OLARAK: Söylemin şuursuz ve hatalı olmasından ziyade; ideolojik bir tercihle söylendiği; vaazdaki gizli müfredatın Selânik doğumlu Mustafa Kemal Atatürk'ü kötülemeye yönelik bir gayret olduğu şeklinde yorumlandı.
Yanlışlığın Mukaddes Dinimiz ve Kutsal Mekânımız Cami vasıtasıyla yapılması da çok yönlü bir facia olarak, toplumsal tepki gördü.
Şu anda, ortada ne müftü ne vaaz görünmüyor..
Bir mantık hatası bir zihniyet problemi görünüyor.
Sosyo - klinik bir vaka görünüyor..
Bence konu şahsileştirilmeden; sosyo kültürel ölçüleri ile ele alınıp değerlendirilmelidir..
Bu adam hain mi?
Çok büyük ihtimalle, hayır - değil diyorum.
Ama yaptığı tahribatla hainlerin yapmak istediği tahribat birbirine benziyor mu, evet benziyor..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığını istemeyen milletler de; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne alenî ya da gizli düşman olan Fetovari yapılanmalar da Atatürk'ü sevmezler ve ona düşmanlık yapmak isterler..
KONUNUN ADINI DOĞRU KOYMAK LÂZIM
Konu, Selânik Türkleri ya da Rumeli Türkleri konusu değildir.
Onların içi acıdı mı? Evet çok acıdı..Zaten mağdur, zaten mahsunlar..
Balkan Türkleri, fütûhat dönemlerinde Türk Milletinin ileri uzanan kılıçları; inhitat - çöküntü ve gerileme dönemlerinde de Anavatanı adım adım savunan koruyucu kalkanları olmuşlardır..
İnsanlar Anadolu'da bile Türklüğünü kaybedebilir veya terkedebilir.. Hattâ Müslümanlığını kaybedebilirler.
Ama Balkanlarda asla kaybetmezler..Bunca sürgünlere, zulümlere, ölümlere rağmen halâ Müslüman Türk şuuruyla yaşıyor olmaları bunun delilidir.
Herkes doğru oturup, açık konuşsun..Selânik Türklerinden problem falan çıkmaz.. Sadece Atatürk'ün Oradan çıkması bile, Selânik Türkleri'ne kıyamete kadar yetecek bir onurdur..Onlar da bu onurun bilincindeler.
Atatürk'e neden düşman olunur ki !? Çok önemli bir soru ama, ayrı bir yazının konusu..
O HALDE, Problem Selânik Türkleri değilse, PROBLEM NEDİR ?
Bence problem, Türkiye'deki Egitim Kurumlarında verilen Tarih Billgisi ve Milli Şuur eksikliği, hattâ aksaklığı konusudur..
Bu eksiklik ve aksaklık dinî eğitim kurumlarımızda, daha fazla hissedilmektedir..
Müftü Şaban Soytekinoğlu gibi kimseler umumiyetle Milliyet mefhumundan, Milli Şuurdan mahrum bırakılmış insanlarımızdır.Kusuru şahıslarında değil, onlara verilen eğitimde aramak daha doğru olur.
Bazan, içlerinde gizledikleri başka bir Milliyetin Şuuruyla hareket edip, gizli -kasıtlı müfredat uygulayanlar da olabilir mi? Elbette bu da çok mümkündür.
TEMEL KONU MİLLİYET DUYGUSU VE MİLLÎ ŞUUR EKSİKLİĞİ MESELESİDİR
O halde, Millet olgusuna ve Millî Şuur konusuna bir göz atalım..
Milletler, aynı kültür dairesinde yaşayan toplumların, boyların, kabilelerin, bir devlet yapısı içerisinde yoğurularak bütünleşmeleri ile meydana gelirler. Bunlara KAVİM MİLLETLER denir.
Bir de kurmuş oldukları büyük devletlerin misyonuyla, kavim milletleri de bünyesinde birleştiren Büyük Milletler vardır ki sosyolojide bunlara da TARİHÎ MİLLETLER denilmektedir.
Türk Milleti tarihi bir millettir. Ve de devletli, töreli, şanlı, şerefli varlık çizgisi olan bir milletdir.
Milletler'de VAR OLMAK ve VAR OLARAK KALABİLMEK azim ve iradesi vardır.. Buna Millî Şuur veya Ortak Milliyet Duygusu denilir.
Milliyet duygusunun hayat tarzı olarak benimsenmesine ise MİLLİYETÇİLİK denilir.
YAŞAYAN MİLLETLERİN VAROLUŞ SIRRI, MİLLÎ ŞUUR DUYGUSUNA SAHİBOLMALARI İLE İZAH EDİLİR..
YOK OLAN MİLLETLERİN, YOK OLMA SEBEBİ DE BU ŞUURU, İRADEYİ YİTİRMELERİ VEYA TERKETMELERİ İLE AÇIKLANABİLİR.
Türk Milletinin var olarak kalma azim ve iradesinin, hayat tarzı olarak benimsenmesine de TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ denilir..
Vatan için yapılan her fedakârlığın, çekilen her çilenin, duyulan her özlemin, yaşanan her güzelliğin dayanağı Milliyetçiliktir..
Tekrar Müftü Şaban Soytekinoğlu konusuna dönelim..
Kendisinin belki de Milliyetçilik tanımına uyan bir çok fikir ve fiili de vardır. Olabilir..
Ama, Tarih Eğitimi ve Millî Şuur konusundaki eksiklik; yanlış düşünmeye, yanlış yorum yapmaya sebep olmaktadır. Mesele budur.
Bu konu çok önemlidir..
ANCAK, BU KONUNUN SOSYOLOJİK MUHATABI Şaban Soytekinoğlu değil; konunun muhatapları:
Diyanet İşleri Başkanlığı,
YÖK Başkanlığı,
İlâhiyat Fakültesi Dekânlıkları,
Ve Milli Eğitim Bakanlığı'dır.
Acaba bu kurumlar bugün şapkalarını çıkarıp ta önlerine koydular mı? Ya da "sağır sultan"ı mı oynadılar..?
TARİHSİZ DİN İLMİ olabilir mi, diye düşünmeyi aklettiler mi?
Bir Âlim yirmi alanda allâme olsa, tarih bilgisi yoksa; TEVİL veya TEFSİR için İCAZET alabilir mi? Cevap net..Alamazlar..Tarihsiz tefsir bile yapılamaz..
O HALDE MUHTEREM MUHATAP MAKAMLARA SESLENİYORUM
Verilen Tarih Bilgisi ve Millî Şuur yetersiz..
Okullarımızda dünyanın bütün ekollerinin taraftar toplayabilmesinin yegane sebebi de bu boşluk ya da "boşvermişlik "ten kaynaklanmaktadır.
Muhatap Makamlardan birileri; bu yazıyı okusanız bile; "Emekli bir tarih öğretmeni de yazmış birşeyler.. Aklı neye yeter..?" diyebilirsiniz. Hattâ "otur oturduğun yerde" de diyebilirsiniz..
Ya da yılan, bana değene kadar yaşayabilir de diyebilirsiniz.
ANADOLU'DA BİR ÇİFTÇİ HİKÂYESİ VARDIR..
Hikâye basit, özeti de şöyledir:
"Çiftçi, sabanla tarlasını sürerken, elindeki övendireyi çiziden çıkan genç tosuna değil de, dış taraftaki koca öküze vururmuş.." Sebebini soranlara da: " Koca Öküz ona çiziden çık diye göz ediyor" dermiş..
Çiftçi kim? Çiftçi, tarihi Millet, Büyük Türk Milletidir..
Övendire nedir? Övendire, çiftçinin sopasıdır... Övendire Türk'ün varlık mücadelesinde takındığı tutum ve tavırdır..
Hikâyedeki öküz.. Gaflettir..Millî zarara sebep olan herkes ve her şeydir..
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ..
Kutsaldır..Mübarektir.. Zarurettir.. Varolması sonsuz bir lüzûmluluktur..
Kimsenin keyfine bırakılmayacak kadar önemlidir..
Cenabı Allah insanları Kavimler haline koyduğunu Vahiy ile bizlere bildirmektedir. Ayrıca bazı Kavimler de Kur'anımız'da tanımı yapılarak övülmektedir.
Türk Milleti, dünü ve bugünü itibariyle bu övgülere en lâyık insan topluluğu, en lâyık bir Millettir..Bir çok tefsirci de bu konuda fikir beyan etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti;
"SANA OLSUN DÖKÜLEN KANLARIMIZ HELÂL" diye tanımlanan Şanlı Bayrağın Devletidir..
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ
-Dünün esir, bugünün bağımsız Türk Devletlerinin yönlerini bulabilmesini sağlayacak Kutup Yıldızıdır..
-Halâ başka devletlerin hakimiyetinde yaşayan Türk Topluluklarının yegâne ümîdidir..
-Emperyalistlerin bütün çirkin oyunlarını oynadığı İslâm Dünyasının da tek dayanağı, en seçkin modelidir..
ONUN HAYAT İKSİRİ DE MİLLÎ ŞUURDUR..
O halde Türk Milleti'nin varlık damarlarını korumak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güçlenmesi için çalışmak, hem Millî hem de Dinî görevimizdir.
Türk Milleti'nin tarihine, misyonuna, kurucularına, kahramanlarına, kültürüne, törelerine, birlik ve bütünlüğüne zarar veren herkes hem Millete hem de Dine Zarar vermiş olmaktadır.
Şaban Soytekinoğlu şahsen bir insandır..Saygı duyarım..
Ama kamuoyunda tepki gören vaaz konusunda Şaban Soytekinoğlu teferruattır..
Zurnanın zırt deliğidir..
Kusurlu insanlarla tek tek uğraşmak, bataklıkta sivrisinek kovalamaya benzer..
Ana mesele, Milletimiz'in evlâtlarına verilecek, Tarih Bilgisi ve Millî Şuur konusudur.
TÜRK KELİMESİNDEN, KORKMAYAN, GOCUNMAYAN, UTANMAYAN VE BİNLERCE YILLIK TÜRK TARİH BİRİKİMİNİ KLAVUZ KABUL EDEN NESİLLER YETİŞTİRMEKTİR..
Bu tesbit, her seviyedeki Dinî Meslek Okulları ve būtūn türlerdeki okullarımız için geçerlidir..
İşin başlangıç noktası da, EĞİTENLERİN EĞİTİMİ KONUSUNUN HALLEDİLMESİDİR..
Devlet-i ebed müddetin yolu buradan geçer..
Muasır Medeniyete ulaşmanın yolu da buradan geçer..
İslâmın sancağını yüceltmenin yolu da buradan geçer..
ÇÖZÜM: GÜÇLÜ BİR MİLLİYET DUYGUSU, SAĞLAM BİR MİLLÎ ŞUUR KAZANDIRABİLMEKTEDİR....