Yil,1974 Başbuğ Adana'da.MHP Gençlik Kollari adına hoş geldiniz diyorum.

Bugün, beni doğuran anamla, fikri babam'ın ölüm yıldönümü..

-Anam olmasaydı, belki beni bir başkası doğururdu ama, ayni ahlaki değerlere sahip olabilir miydim acaba?

-Başbuğ Türkeş olmasaydı, belki ben gene bir siyasi rol model bulabilirdim ama,Türk'e ait tüm değerlere muhabbetim, bir aşka dönüşebilir miydi?

-Ilk dini, milli, ahlaki değerleri, köylü anamdan almıştım.Oda, harp etmiş, esir düşmüş, umur görmüş, babasından aldıklarını olduğu gibi biz çocuklarına veriyordu.

-Rahmetli anam, o yıllardaki, köy şartlarında, zor işlerinin arasında, hemen her akşam bize, "Tarihten bir yaprak" seansları yapardı. -Osmanli devletini, kuruluşundan son dönemine kadar tüm safhalarını, padişah isimlerini ve harplerini, tevatür seklinde de olsa bizlere anlatırdı.

-Birinci dünya ve istiklal harpleri zaten dedemin savaşlarıydı..Dedem tarafindan anlatıla, anlatıla anamın da ezberi olmuştu.

-Tarih dışında, uyduruk masallar yerine bize, hikmetli dini hikayeler de anlatır, dualar öğretir, namaz kılmaya yönlendiridi.

-1960 li yılların başında, Ilkokulu köyde bitirip de, daha yukarısını okumak için, Adana'ya cennet mekan Zahide halamın yanına gittiğimde, ideolijik faaliyetleri başlamak için sanki beni bekler buldum.

-Soldan, sosyalizmden bana gelen sesler, sanki kısa dalga yayını gibi parazitliydi.Kulağımı tırmalıyordu..Sadece kelimelerin manasını anlamıyor değildim, O kelimelerin, sesi, sedası da bana yabancıydı.Doğal değildi, paslı bir teneke gibi mekanikti.

-Köy kültüründe yaşam tarzımız olmuş, tüm yerli ve milli değerleri, bilhassa anamın anlattıklarını, O vakitler yeni kurulmuş, Milliyetçiler derneğinde ve CKMP de gördüm.

Her iki kuruluş da, zaten yabancısı olduğum Adana'nin kozmopolit şehir hayatında bana ilaç gibi gelmişti.Çünkü, anamın anlattıklarını hatırlatan bin bir çeşit, ses ve görüntü kaynağı vardı orada.Gümbür gümbür çalan mehter, söylenen marşlar hep vatan, millet, türk'lük üstüne idi.

-Duvarlarını süsleyen,Türk büyükleri, Bozkurt ve Ergenekondan Çıkış ile Türk Bayrağının Doğuş'u tabloları hep anamın anlattığı tarihi hikayeleri resmediyordu.

Benim gibi daha pek çok köylü çocuğu vardı orda.Yakalarında Bozkurt rozetleri ve  başlarında kalpakları, onları tam bir kuvayi milliyeci yapmıştı.Muhakkak ki, aynı sebep ve şartlar onları CKMP çatısı altında toplamıştı..

-Dernekte, Necdet Özkaya ve Ayhan Aksu hocalar, günün her saatinde seminer verirken, hemen yakındaki CKMP nin iki katlı kargir binasında da, hummalı bir faaliyet vardı.

-Il başkanı Faruk hoca, kurduğu Mehter Takımı için, gençlere davul zurna eşliğinde egitim çalışması yaptırıyordu.

Dernekte, Necdet Özkaya ve Ayhan Aksu hocalardan yüksek dozajlı Milliyetçilik dersi alan gençler, partide, mehter çalıp, marş söyleyerek deşarj oluyorlardı.

 

-"Tarihî çevir nal sesi, kısrak sesi bunlar,

Delmiş Romanın kalbini mızrak gibi Hun'lar."

-Ne dernekte, nede partide halktan fazla bir katılım yoktu.Mensupları da birkaç öğretmen ile çokça öğrencilerden oluşuyordu.Her iki kuruluş da, ne derneğe benziyordu, ne de partiye; resmen okuldu.Ne dernekte, nede partide, parti lafı konuşulduğunu ben duymadım..

-Bir ana-baba sevgi ve şevkati ile karışık, Müthiş disiplin ve denetim vardı her genç üzerinde.Ayrıca, ahlak vardı, dürüstlük vardı, sevgi, saygı, birlik, dayanışma vardı..

Her biri aynı orta dereceli okullarda öğretmen ve öğrenci olsalarda, derslerde kesinlikle torpil yapmazlardı.Istenilen;

-Başkasından gelecek yardımla varlığını  devam ettiren sünepe bir gençlik değil, kendi bireysel başarısı ile ayakta duran, lider yaradılışlı özgür bireyler yetiştirmekti.Bunda da başarılı oldular.

-Ne rahmetli Faruk hocalar, Ne Hûlagu beyler,

Ne Necdet Özkaya ve Ayhan Aksu hocalar, ne de ismini burda sayamayacağım diğer, dernek ve parti yöneticileri, hiç biri partici değildiler aslında.

 

-1960 li yillardaki CKMP den, MHP ye dönüşülse de,

-Tüm yıkıcı ve bölücü faaliyetlere göğüslerini siper edip, can ve kan verselerde,

-Sadece Türkiye için değil,Türk Dünyası için de, iktidar olunması gereğine iman edip, can siperane mücadele etseler de, hiç biri politikacı değildi onların.

-Başta en büyük Türk Milliyetçisi, Alparslan Türkeş olmak üzere, büyük küçük hepsi, varlıklarını Türk varlığına armağan etmis, birer ülkü deviydiler..

Bu vesileyle, bana milli ülkü yolunda, ilk milli istikameti veren, anam ile ben dahil, yüz binlerce Türk gencinin fikri gelişmesinde baş öğretmenlik yapan,Türk dünyasının Başbuğu'na  ve onun dava arkadaşlarına  Allahtan rahmet dilerim.Ruhları şad olsun,Mekanları cennet olsun.

 

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

147 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi