TÜRK, TÜRKİYE

TÜRK, TÜRKİYE
 
Taha AKYOL
 
TARTIŞMA konuları “Türk” ve “Türkiye” kavramlarına kadar geldi dayandı.
Eskiden bu iki kavrama mesafeli duran ve başka talepleri olanlar tartışırdı.
 
Şimdi ise bu iki kavramı bir tür esirgemek istediğimizi söyleyerek yine tartışma konusu yapıyoruz!
 
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin adı aynen devam edecek.
 
Kızılay’ın, Yeşilay’ın, Futbol Federasyonu’nun başındaki “Türkiye” nitelemeleri de devam edecek ama “Türkiye Barolar Birliği” denilmeyecek, sadece Barolar Birliği denilecek.
 
Dahası, herkes de kendi “Boralar Birliği”ni kurabilecekmiş...
 
 
KİMLİK BAROLARI!
İdeolojik ve siyasi kimliklere göre çok sayıda Barolar Birliklerimiz olacak.
 
Türkiye, henüz kültürel entegrasyonunu, yani uluslaşma sürecini gelişmiş ülkeler düzeyinde tamamlamış değildir. Bu yüzden kimlikler, bölgeler, mezhepler, hatta anayasal kavramlar bile siyasi kavgaların konusudur.
 
İşte, içtihatlarla netleşmiş hukuki kavramlara bile siyasi anlamlar vererek kavga etmiyor muyuz?
 
Hepimiz “kimlik siyasetleri”nden yakınmıyor muyuz?
 
Öteden beri siyasetimizin hırçın, konumlarımızın kutuplaşmış olması da toplumsal zemindeki bu entegrasyon eksikliğinden geliyor.
 
Böyle bir zeminde bölgesel, siyasal, itikadi, etnik ve ideolojik kimliklerimize göre Barolar Birliklerimiz de türemeyecek mi?
 
 
YABANCI HEYETLER GELDİĞİNDE
Meslek kuruluşları dernek değildir. Dernekler istedikleri gibi kurulurlar, üyelerini belirli siyasi veya sosyal tanımlarla sınırlayabilirler.
 
Ama TOBB ve diğer odalar gibi Türkiye Barolar Birliği de meslek kuruluşudur, avukatlık mesleğiyle ilgili işlemlerin ve belgelerin bir kısmını yapar ve onaylar.
 
Bütün avukatların meslek kuruluşudur.
 
Siyaset ve kimlik tercihleriyle oluşacak baro birlikleri meslek işlevlerini güvenle yapabilir mi? Genel kurullarında müzakere ve denetim yapılabilir mi?
 
Siyasi tercihlerin kuruluşları olan partilerimizde kongreler ne kadar müzakere ve denetim yapabiliyor ki...
 
Yurtdışından, dünyadaki çeşitli hukuk kurumlarından mesela insan hakları, savunma hakkı, yargı bağımsızlığı gibi avukatlık mesleğiyle doğrudan ilgili konularda çeşitli hukuk heyetleri geldiğinde, “Barolar Birlikleri”nden hangisiyle görüşecek?
 
Hangisini tercih ederse ona itibar edecek.
 
Bu nelere yol açabilir, düşünüyor musunuz?
 
 
YÜKSEK DEĞERLER
Dahası, anayasamızda “Türkiye Barolar Birliği” deniliyor. (Geçici md. 18)
 
Çeşitli yargısal kuruluşlara üye seçiminde de barolara referanslar vardır.
 
Anayasayı mı değiştireceğiz?!
 
Nasıl değiştireceğiz?
 
Yeni bir referandum kavgası mı? Yüzde kaç fark edecek?!
 
Hani huzur ve istikrar istiyorduk?
 
Avukatlık mesleğinin üst kuruluşundan “Türkiye” adını çıkarmanın Türkiye’ye ne faydası olacak?
 
Türk Tabipleri Birliği bence de hekimlerimizin çoğunluğunu temsil etmiyor fakat “Çözüm Süreci”ni desteklerken iktidarın bir şikâyeti yoktu.
 
Ölçü siyasi pozisyon değil, hukuk ve meslek ilkeleri olmalıdır.
 
Meslek odalarındaki seçimlerin temsil vasfını artırmak için düzenlemeler yapılması doğru olur fakat “Türk” ve “Türkiye” adını siyasi tercihlere bağlamak, benim yüksek değerler olarak gördüğüm bu kavramları siyasallaştırır, bu da ülkeye zarar verir.
 
Meslek kuruluşlarını “Türk” ve “Türkiye” adını taşıyanlar ve taşımayanlar olarak ayırmanın sakıncalarını düşünün lütfen!
 

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

96 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi