ORTAK VATAN, TÜRKİYE VE KÜRDİSTAN
 
Sadi SOMUNCUOĞLU
 
Bu ifade, KCK Genel Başkanı, idam mahkumu terörist Öcalan’ın  26.08.2009’da avukatlarına verdiği notta görülmektedir. İlk defa,  İmralı’dan Hükümete gönderdiği  “çözüm için Türkiye modeli”  adını verdiği meşhur 160 sayfalık  “Yol haritası”nda kullanmıştır. Aslında bu  “Irak modeli”dir. ABD-İngiltere ikilisinin eseri olduğu için;  “emperyalist model” denilmesi daha uygun olacaktır. Buna göre; Türkiye’nin 780 bin km. kare olan toprağının,  “Kürdistan”  denilen kısmı kendilerine ait; bunun dışında kalan “Türkiye”  denilen  “ortak vatan” ise iki unsura ait olmaktadır. Aynen 2003 işgaliyle başlayıp, ne zaman sona ereceği bilinmeyen ve kan deryasına dönen Irak’ta olduğu gibi, parçalara ayrılacak demektir. Bunun adı da  “çözüm için Türkiye modeli” olacakmış!  “Ortak vatan!”  sözcüğü, esas amacı ifade ettiği için PKK/KCK teröristlerinin ağzından hiç düşmüyor. HDP eş başkanı  Demirtaş ne demiş bakalım:   “HDP, ‘Ortak vatan’ paydasında diğer tüm partilerle buluşacak.”( 17.03.2015)  “Bu topraklar tüm halkların” ortak vatanı”dır. (21.05.2015) 80 milyonu kapsayan Türk Milletinin değil; bireylerin veya vatandaşların da değil, “halkların!” olunca, bölüşme/ortaklık devreye giriyor. “Burası ortak vatan” (9.06.2015)
 
Deneyelim mi?
 
Birçok iyi niyetli kişi ve çevreler, “HDP Türkiye Partisi olmak istiyor, denesek, bir şans versek ne çıkar” diyor. Teröristbaşının “Çözüm için Türkiye modeli”nde, yukarıda anlattık “Türkiye”, “ortak vatan”ın adı değil miydi? İşte HDP bu “ortak vatan”ın, yani “Türkiye”nin partisidir. DBP ise, “Kürdistan”ın  partisidir. Kısaca; HDP,  “Türkiye’de”, DBP ise  “Kürdistan!” da görev yapacaktır. Bunun neyini deneyeceksiniz?  KCK/PKK ve uzantısı HDP’nin modelini mi, Türkiye’nin bölünmesini mi “denemek” istiyorsunuz?  Çok merak ediyorsanız Irak’a, Suriye’ye vb. bakınız, yeter.
 
HDP, terörle bağını kesmek istiyor mu?
 
Bizim iyi niyetlilerimizin bir isteği daha var;  “HDP’nin terörle bağını kesmesine fırsat verelim” diyorlar. Ama ortada böyle bir niyetin olmadığını da görmeden konuşuyorlar. Ayrıca devam eden acı terör eylemlerine; irade, terör örgütünde mi, yoksa uzantısı partide mi buna da bakmadan, konuşuyorlar. Seçim öncesinden itibaren medyada yer alan terör eylemlerine bakalım: 
 
KCK Genel Başkanı teröristbaşı Öcalan, PKK’ya seçimlere kadar ‘görünmez olun’ talimatı üzerine terör olayları durmuş. (21.04.2015)  Ama seçimlerden hemen sonra “görünmeye” başlamışlardır. Örnekler verelim:                                                                                                                                            
 
TBMM açılışında HDP milletvekilleri İstiklâl Marşını söylemeyerek, Türk Milletinin istiklâline saygı göstermemişler; TBMM’de bir isyan gösterisi yapmışlardır.
 
Bölücü terör örgütü: Eruh ,Şırnak, Cizre, Diyarbakır, Silvan ve Hani ilçeleri, Hakkari, İstanbul, İzmir, Muş gibi yerlerde askeri kışlalara ağır silahlarla saldırıda bulunmuşlardır. Yine Hatay/Belen, İzmir,  Osmaniye ve Siirt’te özel firmalara ait şantiyeleri basarak, iş makinelerini yakmışlardır. Şimdi de, bölücü terörle ilişkisini kesmek istiyor denilen  HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş ne demiş, iki örnek verelim: “Çözüm olsun diye Kandil’le, Öcalan’la görüşmeler yapıyoruz. Sayın Öcalan’ın İmralı’da bir odada hiçbir imkandan yararlanmadan yürüteceği bir müzakere artık eski tarz bir müzakeredir.” (25.06.2015) “Kürt Halk Önderi Öcalan’a uygulanan tecrit ortadan kalkmalı; Dolmabahçe mutabakatı çerçevesinde şeffaf müzakere sürecine geçilmeli ki, çözüm süreci hızlı bir şekilde nihayete ersin.” (08. 07. 2015)
 
Tecrübelerden kimler yararlanmaz?
 
1975’te Franko’nun ölümüyle faşist yönetimden 1978’de demokratik rejime geçen İspanya’nın encamını Sosyalist Filozof Fernando Savater şöyle özetliyor; “Özerklik isteyen iki bölgeyi 17’ye çıkardık. Yerelleşmeyi demokrasinin olmazsa olmazı sayıyorduk, ama bugün egoizmi beslediğini, eşitlik ve dayanışma duygularını tahrip ettiğini, neredeyse demokrasi ve özgürlüğün düşmanı olduğunu gördük. Kamu yararı, ortak refah, ortak değerler ve ortak aidiyeti yitirdik.  Ayrılıkçılık, bölgecilik ve bölgesel milliyetçilik, fırsatçı bir hastalığa dönüşerek, zayıflayan organizmalara saldırıyor. Koskoca İspanya’yı mahvettik. Bundan nasıl kurtulacağız bilmiyoruz.”  On yıldır yoğun emperyalist propagandalarla zihni karıştırılan aydınlarımız, devlet ve siyaset adamlarımız, şu İspanya örneğini iyi kavramalı. Ülkemizin benzer slogan ve kavramlarla nasıl oyuna getirilmekte olduğunu dosdoğru görmelidir. Sonra da vakit geçmeden, bin yıldır Türk Milletine ait olan egemenliğin yok edilmekle karşı karşıya kaldığını; egemenlik paylaşılırsa, tarih boyunca ve günümüzde olduğu gibi iç savaşın kaçılmaz hale geldiğini anlamalıdır.
 
Mübarek ülkemizin başına gelen bunca beladan ders almayanlar, bari İspanya, Irak ve Suriye’den ders alsalar ya!..  

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

44 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi