SEÇİME GİDERKEN

Oğuz ÖZKAYA

Siyasi partiler aday listelerini Yüksek Seçim Kuruluna 7 Nisan 2015 günü saat 17.00 de verdiler. Özellikle sosyal medyada aday listeleri ve adaylar üzerinden tartışmalar başladı ve herhalde seçimlerden sonrada devam edecek gibi gözüküyor. Partilerin içi ise kaynıyor. Listede yer bulamayanların, listede ki sırasını beğenmeyenlerin, kırgınlıklarını açıkça belli edenlerin veya etmeyenlerin nasıl davranacakları bizce meçhul. O insanların gönülleri nasıl alınacak, bırakıp gidecekler mi bilemeyiz. Bunlar, parti kademelerinde, parti yönetiminde görevli olanların düşünmesi gereken hususlardır.

Beni diğer partiler doğrusu çok ilgilendirmiyor. Bir Türk Milliyetçisi ve uzun zamandan beri MHP üyesi olduğum, özellikle de vatan topraklarımızın üzerinde içeride ve dışarıda bölünme planlarının yapıldığı, komşumuz ülkelerin coğrafyalarının işgal edilerek parçalandığı bir dönemde Türk Milliyetçilerinin siyasi temsilcisi konumunda olan MHP’nin önemi bir kat daha artmıştır. Bu sebeple MHP’nin içerisinde kırgınlıkların yaşanmaması, küsülmemesi gerektiğine inanıyorum.

Ama şunu itiraf etmeliyim ki, CHP yönetiminin gösterdiği basireti maalesef MHP yönetimi gösterememiştir. CHP’nin tüm üyelerinin katılımıyla gerçekleştirdiği ön seçim, bizim 35 yıldan beri partimizde görmek istediğimiz demokratikleşmeye örnek olmuştur.  Özellikle Milliyetçilik, Toplumculuk, Şahsiyetçilik ilkelerini savunan 9 Işık prensipleri ile oluşturulmuş bir parti yapması gerekeni yapmamıştır. Genel merkezde oluşturulan listelerin, tabanda şikayet konusunun olmaması mümkün değildir. Listede yer almayan adayların içlerinde fırtınalar, kasırgalar kopması, yakınmalarının zirve yapması doğaldır. Hatta partisine küfretmesi, kızıp gitmesi, oy vermemesi, verdirtmemesi alışık olduğumuz vakalardır. Bunların tümü insanın ötelenmesinin tezahürleridir. Yönetimin işi bu noktada zordur. Adayların isyanları, çevreleri ile birlikte devam ederken il, ilçe yönetimleri uyum çalışmalarına başlayacaklardır. İster istemez enerjilerinin, zamanlarının büyük bir kısmını küskünleri tekrar partiye kazandırmak için harcayacaklardır.

Bu olumsuz gelişmelere meydan vermemek için, ilke olarak illerdeki tüm üyelerin katılımıyla (ön seçimle) milletvekili adayları belirlenmiş olsaydı, bu sıkıntılar tümüyle belki ortadan kalkmaz ama asgariye inebilirdi. Çünkü listeye girememenin suçlusu olarak ya kendilerinin yetersizliğini ya da parti üyelerinin anlayışsızlıklarını düşüneceklerdi. Ne genel merkez yönetimine ne de il ilçe yönetimlerine küsmeyeceklerdi. Çünkü insan iradesinin geçerli olduğu, şahsiyet olarak sayıldığı, söz hakkının olduğu bir toplumda bu tarz kırgınlıklar olmaz, ama böyle toplulukları yönetmek zorlaşır. O topluluklarda biat kültürü olmayacağından fikirler, ülküler, partinin hedefleri ön plana çıkar. Böyle bir topluluğu yönetmek ise liderin bilgi birikimine, cesaretine, tecrübesine, demokrat yeteneğine ve kapasitesine bağlıdır.

Bu partilerde şahsi menfaat grupları kolay kolay bir araya gelip ekipler oluşturamaz. Hemşericilik, bölgecilik, bölücülük yapılamaz. Elbette bu partilerde kimse dokunulmaz değildir. Lider dahil yönetim kadrosu her kademede eleştirilebilir. Eleştiriler partinin hedeflerinin, programının ve kurultay kararlarının uygulanmaması ve yönetim zafiyeti söz konusu olduğunda doğaldır. Doğal olmayan bu tenkitleri yapanların cezalandırılmasıdır. Bir partide farklı düşünenlerin de mevcut olması parti yönetiminin daha hassas davranmasına ve parti programını daha iyi uygulamasına yardımcı olur. Başarıyı daha rahat ve daha çabuk yakalar. Dolayısı ile parti içi muhalefet de gereklidir.

Benim özlemim MHP’nin içinde yaşadığımız şartlara uygun daha demokratik bir parti hüviyetine kavuşmasıdır. Türk Milliyetçilerinin gerçek adresi bu partidir. Her ne kadar tenkit etsek ve kızsak da partimize oylarımızla destek vermemiz gerekir.

Tanrı Türkü Korusun

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

32 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi