Necati Özkaya

YA İSTİKLAL, YA ÖLÜM!....

Necati ÖZKAYA

Tanrının Türk Milleti'ne vermiş olduğu bir armağan olan Gazi Mustafa Kemal, aramızdan ayrılmasının üzerinden  76 yıl geçmesine rağmen, açmış olduğu aydınlık yol ile halen yepyeni bir şekilde , ülkemize ve mazlum milletlere umut ışığı olmaya devam ediyor. 20. asrın başlarından itibaren "hasta adam " olarak  emperyalistler tarafından adlandırılan Osmanlı İmparatorluğu , iç ve dış müdahalelerle artık kendi vatan topraklarını bile koruyamayacak bir duruma düşürülmüştü. Sürekli kaybedilen savaşlar neticesinde, Balkanlardan, Kafkaslardan akın akın ana yurda başlayan göçler , bir imparatorluğun  artık sonuna geldiğinin bir işareti olarak tarihe düşüyordu. Mazinin ihtişamla gittiği yerlerden başlayan geri dönüşün birlikte getirdiği sefalet , binlerce kitaba, yüzlerce filme, şiire ve ağıtlara konu olup, bu günlere kadar geldi.Bu gün, Orta Doğuda yaşananların canlı tanıklarıyız. Tarihten ders alamayanların ibretle  seyredecekleri hal bu işte.

Bugün iktidarda bulunanların verdikleri demeçlerle, eli kalem tutanları ise yazılarıyla, her biri ayrı bir destan olan Gazi Mustafa  KEMAL ve arkadaşlarının vermiş olduğu  mücadeleyi küçümseyenleri ibretle izliyoruz. Onlar ne yaparsa yapsın, biz  Türkün Ateşle İmtihan verdiği o günleri asla unutmayacağız.

1. Cihan Harbi sonrası ,parçalanan ve her köşesi düşman çizmesiyle çiğnenen bir ülkenin  bitişine kadeh kaldıranların aksine "Sarışın  bir Bozkurt"  ,"ya istiklal, ya ölüm " diyerek Anadolu'da İstiklal Savaşını başlatmak üzere Samsun'a  çıktı. Örtülü  tarihte böyle olmadı diyenlere inat, bizler bu kutsal mücadeleyi veren Anadolu insanını saygıyla ve şükranla anıyoruz. Eğer, her söylenen doğru ise, bugün başımızdaki iktidar için söylenen her şey de doğrudur. İhanetten - yolsuzluğa, yolsuzluktan- hırsızlığa kadar.

İnsanlık tarihinin en şerefli üyelerinden biri olan ve Peygamberimiz tarafından övülen büyük Türk Milleti, şanlı tarihinde bir kaç kez cihan hakimiyeti kurup, dünyaya adaletle yönetimi öğretmesine rağmen, bazı zaman da iç ve dış saldırılarla yenilgiler alarak, zor durumlarda kalmıştır. İşte, 20. Yüzyılın başlarında Sevr'e mahkum edilen milletimizin mukadderatını değiştirmeyi kendisine görev kabul eden Mustafa Kemal ve arkadaşları, çıkmış oldukları yolda, her türlü engelleri yıkarak, esaret halkalarını kırarak bağımsızlık savaşını kazandılar. Ve bu günde her Türk'ün iftihar vesilesi olan , dünya Türklüğünün tek ümidi olan , aklın ve bilimin öncülüğünde Türkiye Cumhuriyetini  kurdular.

Türkiye Cumhuriyetini aklın rehberliğinde kurarak, çağı yakalayacak aydınlanma yolunu seçtiler. Bugünkü iktidarla ayrıldıkları asıl mesele bu.  Bu yol, her Türk Milliyetçisinin de izleyeceği  ve  programını buna göre  yapacağı yol olmalı.

Demokratik ve açılım zırvalarıyla  ilan edilen Yeni Türkiye değil, aklın öncülüğünde ulu önder tarafından kurulan "milli devlet" esastır.

Bu yolda yürüyecek milyonlarca Türk Gencide yarınlarımızın teminatıdır.

Ölümünün 76. Yılında ,  yarınlarımızı  aydınlatan düşünce ve öngörüleriyle yolumuzu aydınlatmaya devam eden ATATÜRK' ü  rahmetle ,minnetle ve şükranla anıyoruz.

 

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

67 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi