Necati Özkaya
- Yayınlanma: Çarşamba, 12 Kasım 2014 00:53
- Kategori: Necati Özkaya
- Gösterim: 4097
YA İSTİKLAL, YA ÖLÜM!....
Necati ÖZKAYA
Tanrının Türk Milleti'ne vermiş olduğu bir armağan olan Gazi Mustafa Kemal, aramızdan ayrılmasının üzerinden 76 yıl geçmesine rağmen, açmış olduğu aydınlık yol ile halen yepyeni bir şekilde , ülkemize ve mazlum milletlere umut ışığı olmaya devam ediyor. 20. asrın başlarından itibaren "hasta adam " olarak emperyalistler tarafından adlandırılan Osmanlı İmparatorluğu , iç ve dış müdahalelerle artık kendi vatan topraklarını bile koruyamayacak bir duruma düşürülmüştü. Sürekli kaybedilen savaşlar neticesinde, Balkanlardan, Kafkaslardan akın akın ana yurda başlayan göçler , bir imparatorluğun artık sonuna geldiğinin bir işareti olarak tarihe düşüyordu. Mazinin ihtişamla gittiği yerlerden başlayan geri dönüşün birlikte getirdiği sefalet , binlerce kitaba, yüzlerce filme, şiire ve ağıtlara konu olup, bu günlere kadar geldi.Bu gün, Orta Doğuda yaşananların canlı tanıklarıyız. Tarihten ders alamayanların ibretle seyredecekleri hal bu işte.
Bugün iktidarda bulunanların verdikleri demeçlerle, eli kalem tutanları ise yazılarıyla, her biri ayrı bir destan olan Gazi Mustafa KEMAL ve arkadaşlarının vermiş olduğu mücadeleyi küçümseyenleri ibretle izliyoruz. Onlar ne yaparsa yapsın, biz Türkün Ateşle İmtihan verdiği o günleri asla unutmayacağız.
1. Cihan Harbi sonrası ,parçalanan ve her köşesi düşman çizmesiyle çiğnenen bir ülkenin bitişine kadeh kaldıranların aksine "Sarışın bir Bozkurt" ,"ya istiklal, ya ölüm " diyerek Anadolu'da İstiklal Savaşını başlatmak üzere Samsun'a çıktı. Örtülü tarihte böyle olmadı diyenlere inat, bizler bu kutsal mücadeleyi veren Anadolu insanını saygıyla ve şükranla anıyoruz. Eğer, her söylenen doğru ise, bugün başımızdaki iktidar için söylenen her şey de doğrudur. İhanetten - yolsuzluğa, yolsuzluktan- hırsızlığa kadar.
İnsanlık tarihinin en şerefli üyelerinden biri olan ve Peygamberimiz tarafından övülen büyük Türk Milleti, şanlı tarihinde bir kaç kez cihan hakimiyeti kurup, dünyaya adaletle yönetimi öğretmesine rağmen, bazı zaman da iç ve dış saldırılarla yenilgiler alarak, zor durumlarda kalmıştır. İşte, 20. Yüzyılın başlarında Sevr'e mahkum edilen milletimizin mukadderatını değiştirmeyi kendisine görev kabul eden Mustafa Kemal ve arkadaşları, çıkmış oldukları yolda, her türlü engelleri yıkarak, esaret halkalarını kırarak bağımsızlık savaşını kazandılar. Ve bu günde her Türk'ün iftihar vesilesi olan , dünya Türklüğünün tek ümidi olan , aklın ve bilimin öncülüğünde Türkiye Cumhuriyetini kurdular.
Türkiye Cumhuriyetini aklın rehberliğinde kurarak, çağı yakalayacak aydınlanma yolunu seçtiler. Bugünkü iktidarla ayrıldıkları asıl mesele bu. Bu yol, her Türk Milliyetçisinin de izleyeceği ve programını buna göre yapacağı yol olmalı.
Demokratik ve açılım zırvalarıyla ilan edilen Yeni Türkiye değil, aklın öncülüğünde ulu önder tarafından kurulan "milli devlet" esastır.
Bu yolda yürüyecek milyonlarca Türk Gencide yarınlarımızın teminatıdır.
Ölümünün 76. Yılında , yarınlarımızı aydınlatan düşünce ve öngörüleriyle yolumuzu aydınlatmaya devam eden ATATÜRK' ü rahmetle ,minnetle ve şükranla anıyoruz.