ODTÜ BAŞTA OLMAK ÜZERE ÜNİVERSİTELERE YENİ KISKAÇ Mı?

 

ODTÜ BAŞTA OLMAK ÜZERE ÜNİVERSİTELERE YENİ KISKAÇ Mı?

Müyesser Yıldız

Hatırlar mısınız; 1 yıl öncesine kadar İş Bankası’ndaki CHP hisseleri gibi bir sorun vardı. Erdoğan ve iktidar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetini çiğneyerek, ısrarla bu hisselerin Hazine’ye devredilmesini istiyordu.

 

Erdoğan, “Önemli bir suç var. Siyasi partiler banka kurabilir mi? Hayır, kuramaz.” dedikten sonra şunları söylemişti:

 

“Ama şu anda CHP, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü suistimal ederek, onun Cebi Hümayunundan dediğim, İş Bankası hisselerinin yüzde 28’inin sahibi durumunda. Oradan para alamıyor, ama yönetim kurulunda dört üyesi var. Bu dört üye ne iş yapar? Buna bir bakılması lâzım. Ben diyorum, bir defa Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu tür bir varlığı herhangi bir siyasi partinin etiketi altına giremez. Girse girse, Hazine’ye girer.”

 

Konu son olarak geçtiğimiz Mayıs ayında yeniden gündeme geldi. Erdoğan, CHP’deki İş Bankası hisselerinin Hazine’ye devriyle ilgili düzenleme yapılması ve Meclis açılır açılmaz ele alınması talimatını verdi. CHP başta olmak üzere tüm muhalefet partileri buna tepki gösterdi. Sadece onlar değil, AKP’li hukukçular da Atatürk’ün vasiyetiyle ilgili Yargıtay kararını hatırlatıp, sözkonusu düzenlemenin yargıdan dönebileceği tespitinde bulundu.

 

Bu tartışmalar sırasında AKP’li hukukçuların, “Hazine boşaldı, Atatürk’ün mirasına el konuldu algısı oluşabilir.” uyarısı oldukça dikkat çekti.

 

Ve ne olduysa, İş Bankası meselesi unutuldu!..

 

Türk Tarih Kurumu’nda Neler Oldu?

 

Aynı günlerde Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisselerinin temettü gelirlerini miras bıraktığı Türk Tarih Kurumu’nda ilginç gelişmeler yaşandı.

 

24 Nisan tarihli Cumhurbaşkanı kararıyla Prof. Dr. Ahmet Yaramış Türk Tarih Kurumu Başkanı olarak atandı. Ancak Yaramış’ın karardan dört gün önce devir deslim töreni düzenleyip göreve başladığı ortaya çıktı.

 

Bu duruma CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Çadır devleti. Çadır tiyatrosu.” benzetmesiyle tepki gösterdi.

 

Özel’in şu sözleri ise AKP cenahında “darbe çağrısı” olarak yorumlandı:

 

“Anayasal güvence altında Atatürk’ün kurduğu, Atatürk’ün vasiyetiyle korunan, kollanan ve nemalandırılan Türk Tarih Kurumu’nun başına Afyon Ensar Vakfı Yönetim Kurulu üyesini atıyorsunuz. Tarihe merakı var, Atatürk’e husumeti olan kimler varsa onlara merakı var. Aynı Diyanet İşleri Başkanı gibi. Fesli deli Kadir’in elini öpen, önünde eğilen Diyanet İşleri Başkanı gibi Atatürk’e husumeti olan ne kadar insan varsa onu araştırmış olan Ahmet Yaramış’ı buraya atadılar. Herhalde ‘Atatürk’ün kemiklerini sızlatmak için bir atama yap.’ deseniz, bu atama yapılır. Otursunlar beyefendiler. Saraydaki yerinde oturdukça Ahmet Bey rahat otursun, orada. Saray rejiminin sonu geliyor. O son, Atatürk’ün kemiklerini sızlatacak bütün bu atamaların da sonunu getirecek. Atatürk düşmanlığında markalaştınız diye atandıysanız, saraydaki kalktığında o görevden alınmak için beklemeyin, o koltuğu terk edin.”

 

Prof. Yaramış, Özel’in çağrısı üzerine değil, ama birkaç ay sonra bir panelde 15 Temmuz’la ilgili olarak, “Darbe teşebbüsüne karışmış, pişman olmuş kişilere de sahip çıkmamız, onları bu toplumun içine dahil etmemiz, kazanmamız gerekiyor.” deyince, istifa etmek zorunda kaldı.

 

1 Yıldır O Gelirler İçin Formül Aranıyordu

 

İşte Türkiye bu tartışmalarla meşgulken, Atatürk’ün Türkiye İş Bankası hisseleri üzerinden elde edilen kârdan, Anayasa’ya göre Türk Tarih Kurumu’na ve Türk Dil Kurumu’na verilmesi gereken payların, Prof. Yaramış’ın atanmasından kısa bir süre önce Hazine hesabına geçirildiği tam 7 ay sonra, Kasım’da ortaya çıktı.

 

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Atatürk mirasından elde edilen 3.5 milyar liralık gelirin kurumlara değil, Hazine’ye aktarıldığını öne sürüp, “Elinizi Atatürk’ün vasiyetinden çekin. Bunlar bağımsız kurumlardır.” deyince olayı doğrulayan Bakan Mehmet Nuri Ersoy, “Para alınıyor gibi algılanılmamalı, gelen kaynaklar tek hesapta toplanıyor.” açıklamasını yaptı.

 

Sözkonusu kararla ilgili şu kulis bilgisini de aktaralım:

 

İddialara göre; İktidar, Türk Tarih Kurumu’nun bu gelirinin Hazine’ye aktarılmasını 2019’da istemiş. Ancak hukukçular olumsuz görüş bildirince, Prof. Ahmet Yaramış’tan önceki yönetim, bu talebi yerine getirememiş. Yaramış’tan önceki Başkan Prof. Dr. Refik Turan’ın 26 Ocak 2020 tarihi itibarıyla kararnamesiz şekilde görevden ayrılması veya alınmasınının başta gelen sebeplerinden birisi bu olmuş. Geçiş döneminde de bu aktarım gerçekleştirilmiş.

 

İlk Hedef ODTÜ Ve Hacettepe

 

Bu ilginç yol ve yöntem Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu ile sınırlı kalmadı, üniversitelerin hesapları da sessiz sedasız Hazine’ye devredildi.

 

Nasıl ve ne zaman mı?

 

9 Haziran 2020 tarihinde, 8 Ağustos 2018 tarihli “Tek Hazine Kurumlar Hesabına Alınacak Kamu İdareleri ve Hesapların Belirlenmesi Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı”nda değişiklik yapılıp, bu hesap kapsamında değerlendirilecek yeni mali kaynakların Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenip, bunların bir takvim dahilinde Tek Hazine Kurumlar Hesabı’na (THKH) aktarılması kararlaştırıldı.

 

O tarihe kadar THKH uygulamasına 61 kamu idaresi dahil edilmişken, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Haziran’daki değişikliğin ardından “muhtelif üniversiteleri” de bu kapsama aldı.

 

1. grupta belirlenen üniversiteler hangileri mi oldu? ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi.

 

24 Haziran 2020’de Hazine ve Maliye Bakanı adına Yardımcısı Bülent Aksu imzasıyla bu üniversitelerin rektörlüklerine “gereği” için gönderilen yazıda, Tek Hazine Kurumlar Hesabı ile ilgili kararda yapılan değişiklikler hakkında bilgi verildikten sonra sözkonusu üniversitelerin 9 Temmuz tarihi itibariyle THKH sistemine dahil edileceği bildirilerek, “Mevcut hesaplarını kapatma ve THKH ile ilişkili yeni hesap açma işlemlerini tamamlamaları” istendi.

 

Aynı yazı “bilgi” için Merkez Bankası Başkanlığı ve Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’ne de gönderildi.

 

Bunun anlamı mı?

 

Artık ilk etapta ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi ve Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin bağımsız bütçesi yok. Her işlem için Merkez Bankası’ndan izin istiyor, verilen izin miktarı kadar harcama veya ödeme yapabiliyorlar.

 

Tüm bunların sebebi, “Tek Hazine Hesabı” uygulaması mı veya “Hazine boşaldı”nın algı değil gerçek olması mıdır, bilinmez; ama üniversitelerin -partili rektör atamalarının yanısıra- mali yönden de zapt-u rapta alındığının farkında mıyız?

 

ODTÜ BAŞTA OLMAK ÜZERE ÜNİVERSİTELERE YENİ KISKAÇ Mı?

Müyesser Yıldız

Hatırlar mısınız; 1 yıl öncesine kadar İş Bankası’ndaki CHP hisseleri gibi bir sorun vardı. Erdoğan ve iktidar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetini çiğneyerek, ısrarla bu hisselerin Hazine’ye devredilmesini istiyordu.

 

Erdoğan, “Önemli bir suç var. Siyasi partiler banka kurabilir mi? Hayır, kuramaz.” dedikten sonra şunları söylemişti:


 

“Ama şu anda CHP, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü suistimal ederek, onun Cebi Hümayunundan dediğim, İş Bankası hisselerinin yüzde 28’inin sahibi durumunda. Oradan para alamıyor, ama yönetim kurulunda dört üyesi var. Bu dört üye ne iş yapar? Buna bir bakılması lâzım. Ben diyorum, bir defa Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu tür bir varlığı herhangi bir siyasi partinin etiketi altına giremez. Girse girse, Hazine’ye girer.”

 

Konu son olarak geçtiğimiz Mayıs ayında yeniden gündeme geldi. Erdoğan, CHP’deki İş Bankası hisselerinin Hazine’ye devriyle ilgili düzenleme yapılması ve Meclis açılır açılmaz ele alınması talimatını verdi. CHP başta olmak üzere tüm muhalefet partileri buna tepki gösterdi. Sadece onlar değil, AKP’li hukukçular da Atatürk’ün vasiyetiyle ilgili Yargıtay kararını hatırlatıp, sözkonusu düzenlemenin yargıdan dönebileceği tespitinde bulundu.

 

Bu tartışmalar sırasında AKP’li hukukçuların, “Hazine boşaldı, Atatürk’ün mirasına el konuldu algısı oluşabilir.” uyarısı oldukça dikkat çekti.

 

Ve ne olduysa, İş Bankası meselesi unutuldu!..

 

Türk Tarih Kurumu’nda Neler Oldu?

 

Aynı günlerde Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisselerinin temettü gelirlerini miras bıraktığı Türk Tarih Kurumu’nda ilginç gelişmeler yaşandı.

 

24 Nisan tarihli Cumhurbaşkanı kararıyla Prof. Dr. Ahmet Yaramış Türk Tarih Kurumu Başkanı olarak atandı. Ancak Yaramış’ın karardan dört gün önce devir deslim töreni düzenleyip göreve başladığı ortaya çıktı.

 

Bu duruma CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Çadır devleti. Çadır tiyatrosu.” benzetmesiyle tepki gösterdi.

 

Özel’in şu sözleri ise AKP cenahında “darbe çağrısı” olarak yorumlandı:

 

“Anayasal güvence altında Atatürk’ün kurduğu, Atatürk’ün vasiyetiyle korunan, kollanan ve nemalandırılan Türk Tarih Kurumu’nun başına Afyon Ensar Vakfı Yönetim Kurulu üyesini atıyorsunuz. Tarihe merakı var, Atatürk’e husumeti olan kimler varsa onlara merakı var. Aynı Diyanet İşleri Başkanı gibi. Fesli deli Kadir’in elini öpen, önünde eğilen Diyanet İşleri Başkanı gibi Atatürk’e husumeti olan ne kadar insan varsa onu araştırmış olan Ahmet Yaramış’ı buraya atadılar. Herhalde ‘Atatürk’ün kemiklerini sızlatmak için bir atama yap.’ deseniz, bu atama yapılır. Otursunlar beyefendiler. Saraydaki yerinde oturdukça Ahmet Bey rahat otursun, orada. Saray rejiminin sonu geliyor. O son, Atatürk’ün kemiklerini sızlatacak bütün bu atamaların da sonunu getirecek. Atatürk düşmanlığında markalaştınız diye atandıysanız, saraydaki kalktığında o görevden alınmak için beklemeyin, o koltuğu terk edin.”

 

Prof. Yaramış, Özel’in çağrısı üzerine değil, ama birkaç ay sonra bir panelde 15 Temmuz’la ilgili olarak, “Darbe teşebbüsüne karışmış, pişman olmuş kişilere de sahip çıkmamız, onları bu toplumun içine dahil etmemiz, kazanmamız gerekiyor.” deyince, istifa etmek zorunda kaldı.

 

1 Yıldır O Gelirler İçin Formül Aranıyordu

 

İşte Türkiye bu tartışmalarla meşgulken, Atatürk’ün Türkiye İş Bankası hisseleri üzerinden elde edilen kârdan, Anayasa’ya göre Türk Tarih Kurumu’na ve Türk Dil Kurumu’na verilmesi gereken payların, Prof. Yaramış’ın atanmasından kısa bir süre önce Hazine hesabına geçirildiği tam 7 ay sonra, Kasım’da ortaya çıktı.

 

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Atatürk mirasından elde edilen 3.5 milyar liralık gelirin kurumlara değil, Hazine’ye aktarıldığını öne sürüp, “Elinizi Atatürk’ün vasiyetinden çekin. Bunlar bağımsız kurumlardır.” deyince olayı doğrulayan Bakan Mehmet Nuri Ersoy, “Para alınıyor gibi algılanılmamalı, gelen kaynaklar tek hesapta toplanıyor.” açıklamasını yaptı.

 

Sözkonusu kararla ilgili şu kulis bilgisini de aktaralım:

 

İddialara göre; İktidar, Türk Tarih Kurumu’nun bu gelirinin Hazine’ye aktarılmasını 2019’da istemiş. Ancak hukukçular olumsuz görüş bildirince, Prof. Ahmet Yaramış’tan önceki yönetim, bu talebi yerine getirememiş. Yaramış’tan önceki Başkan Prof. Dr. Refik Turan’ın 26 Ocak 2020 tarihi itibarıyla kararnamesiz şekilde görevden ayrılması veya alınmasınının başta gelen sebeplerinden birisi bu olmuş. Geçiş döneminde de bu aktarım gerçekleştirilmiş.

 

İlk Hedef ODTÜ Ve Hacettepe

 

Bu ilginç yol ve yöntem Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu ile sınırlı kalmadı, üniversitelerin hesapları da sessiz sedasız Hazine’ye devredildi.

 

Nasıl ve ne zaman mı?

 

9 Haziran 2020 tarihinde, 8 Ağustos 2018 tarihli “Tek Hazine Kurumlar Hesabına Alınacak Kamu İdareleri ve Hesapların Belirlenmesi Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı”nda değişiklik yapılıp, bu hesap kapsamında değerlendirilecek yeni mali kaynakların Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenip, bunların bir takvim dahilinde Tek Hazine Kurumlar Hesabı’na (THKH) aktarılması kararlaştırıldı.

 

O tarihe kadar THKH uygulamasına 61 kamu idaresi dahil edilmişken, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Haziran’daki değişikliğin ardından “muhtelif üniversiteleri” de bu kapsama aldı.

 

1. grupta belirlenen üniversiteler hangileri mi oldu? ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi.

 

24 Haziran 2020’de Hazine ve Maliye Bakanı adına Yardımcısı Bülent Aksu imzasıyla bu üniversitelerin rektörlüklerine “gereği” için gönderilen yazıda, Tek Hazine Kurumlar Hesabı ile ilgili kararda yapılan değişiklikler hakkında bilgi verildikten sonra sözkonusu üniversitelerin 9 Temmuz tarihi itibariyle THKH sistemine dahil edileceği bildirilerek, “Mevcut hesaplarını kapatma ve THKH ile ilişkili yeni hesap açma işlemlerini tamamlamaları” istendi.

 

Aynı yazı “bilgi” için Merkez Bankası Başkanlığı ve Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’ne de gönderildi.

 

Bunun anlamı mı?

 

Artık ilk etapta ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi ve Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin bağımsız bütçesi yok. Her işlem için Merkez Bankası’ndan izin istiyor, verilen izin miktarı kadar harcama veya ödeme yapabiliyorlar.

 

Tüm bunların sebebi, “Tek Hazine Hesabı” uygulaması mı veya “Hazine boşaldı”nın algı değil gerçek olması mıdır, bilinmez; ama üniversitelerin -partili rektör atamalarının yanısıra- mali yönden de zapt-u rapta alındığının farkında mıyız?

 

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

219 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi