Mehmet Ali Kalkan
İBRAHİM KALIN - ERKAN OĞUR POLEMİĞİ
- Yayınlanma: Salı, 27 Nisan 2021 14:35
- Kategori: M.Ali Kalkan
- Gösterim: 763
Geçen günlerde İbrahim Kalın'ın sözlerini yazıp bestelediği, Erkan Oğur'un da gitar ve kopuz ile eşlik edip düzenlemesini yaptığı bir türkü tartışması yaşanmıştı.
Erkan Oğur'u "İbrahim Kalın'ın türküsüne niye eşlik ettin?" diye muhalif isimler eleştirmişti.
İbrahim Kalın'ın muhipleri ise "Neden Erkan Oğur'la iş yaptın?" diye tepki vermemişti, demek ki daha hazımlıydılar.
Erkan Oğur tepkileri görünce "Ben sadece müzikle ilgili bir yaklaşımla ve İbrahim Kalın'ı bağlama seven, halk müziğiyle ilgili birisi diye hissettiğim için birkaç müzisyen arkadaşın ricası üzerine kopuzumla eşlik ettim. Düzenleme yapmadım. Onu yanlış yazıyorlar ya da yapımcı mı böyle yazmış bilemiyorum. Öylesine bir stüdyo işiydi, benim için ondan öte bir şey değildi...
İçimin bir köşesi cız etmişti, benim ne işim var diye. Belki benim de hatam olmuş olabilir, böyle bir şeyi kabul etmek. Ben sadece müzik tarafına baktığım için çalmakta pek sorun görmedim. İnsanlar başka taraflara çektiler. Beni tanımadıkları için. Ben bugünkü iktidarı, hükümeti politikaları nedeniyle tasvip eden biri değilim." bu ve buna benzer şeyler söylemiş.
Bir sanatçı bildiği işi yapar, yaptığının da arkasında durur. Kimseye hesap vermek zorunda değil ama illâ bir şey söyleyecekse "İşim bu" der, "para için yapıyorum" der, "zevk için yapıyorum" der, "profesyonelim" der, "türküye hizmet ettim" der, "söyleyenle bir hukukum vardı" der. vs vs. Anlık bir şey olsa anlarım da, sen günlerce çalış sonra gelen tepkileri görünce "Sarhoştum aydım, ben bu işten caydım" de.
Esas demek istediğim bu değildi benim. İbrahim Kalın'ın yazdığı türkünün sözleri. Bestelenen şiir şu;
HİÇ OLDUM
Beşer idim şaşkın oldum
Yandım belki insan oldum
Zahir nedir ki batın nedir ki
Dile gelmez bir sır oldum
Hakkın emaneti bendedir bende
Cümle alem ol sözünde
Gurbet nedir ki vuslat nedir ki
Sana çıkan bir yol oldum
Bir gönül kırdım ah bilmeden
Kurşunlar yağdı göklerden
Tabip kimdir ki kalp neçedir ki
Gelmezsen ben bir taş oldum.
Ateş oldum dumanım yok
Umman oldum sahilim yok
Kalem nedir ki kelam ne der ki
Yarım kalan bir söz oldum
Geldim dergahına yüz çevirme bana
Kapılar kapandı deme
Vücut nedir ki adem nedir ki
Varlığında bir hiç oldum.
İbrahim Kalın
Türküler bir vezinle yazılır, aruz olur hece olur. Genellikle heceleri de 7, 8, 11 li olur. Kafiyeleri vardır.
Bu şiirde ölçü yok. İlk mısralardaki hece sayısı şöyle. 8, 8, 10, 8, 11, 8, 10, 8. 13 lü hece sayısında mısra da var.
Şiirde kafiye de yok. Yine ilk iki dörtlüğü düşünürsek, "oldum" u redif kabul edersek kafiyeli olması gereken kelimeler "şaşkın, insan, nedir ki, sır, bende, sözünde, vuslat, yol." Görüldüğü gibi kafiye de yok.
Bazı hadiselere telmih var şiirde, okurken onu hissediyorsunuz. İlk mısrayı okuyunca "beşer, şaşar" akla geliyor. Yanmak pervaneyi çağrıştırıyor. Görünen- görünmeyen, varlık- yokluk var. Dağların almadığı yükü insanın alması var. "Kün" var. Dünya gurbeti var, O'na giden yol var. Bunlar yazıyla anlatılmış, sonra da alt alta getirilmiş gibi.
Bence mâna yanlışları da var.
"Dile gelmez bir sır oldum" denmiş. Sır zaten dile gelmez, dile gelse sır olmaz.
"Bir gönül kırdım ah bilmeden,
Kurşunlar yağdı göklerden."
Hepimiz yaparız, bilerek bilmeden gönül kırarız. Gönül kırdığımızda özür dileriz, tövbe ederiz. Bilerek kırılsa belki de bilmeden gönül kırdığında gökten kurşun mu yağar? Tabip biliniyorsa "kimdir ki?" diye sorulmaz. O gelmese taş mı olunur? Zaten şöyle veya böyle yolumuz O'na gitmiyor mu?
O dergâhın sahibi yüz çevirmez, kapıları kapatmaz. Tövbe kapısı son nefese kadar hep açık değil midir?
Bu tartışma başladığında İbrahim Kalın Bey'in bir kitabını okuyordum. Kitap son derece muhtevalı.
Ama bu şiir olmamış bence, hele türkü sözü asla.
Keşke İbrahim Kalın Bey, Erkan Oğur'dan aldığı profesyonel desteği, yazdığı şiir için de düşünseydi.
Etrafında yardım edecek birilerini bulurdu muhakkak.