Mehmet Ali Kalkan
GÜVERCİN SEVDASI - İMDAT AVŞAR
- Yayınlanma: Salı, 06 Nisan 2021 11:31
- Kategori: M.Ali Kalkan
- Gösterim: 938
İmdat Avşar arkadaşımız Eskişehir'e geldi, şöyle biraz vatan ziyareti yapalım, dağları bayırları dolaşalım dedik.
Hani Ahmet Yesevi söylemişti;
''Anadolu salkım saçak,
Her tarafı keskin bıçak,
Dermanı sizdedir ancak,
Kor götürün buza doğru."
Söğüt'e, Ertuğrul Bey'e uğradık. O da şöyle devam etmişti;
"Ertuğrul Bey öğüt verir,
''Hayrı şerre yorma oğul,
Ağaç köksüzse devrilir,
Soyundana vurma oğul...
..
Edebalı aşk denizi,
Dirhem şaşmaz terazisi,
Üzüp incitsen de bizi,
Sakın O'nu kırma oğul.''
Sonra uzaktan Şeyh Edebalı'ya baktık. O da söylemişti;
''Oğul bunu vasiyet say, tez yola revan olmalı,
Ululanmaz törece bey, gönlünde umman olmalı.
İnsanlar var sabah doğar, akşam vaktinde ölürler,
İnsanlar var yaptığıyla dünya durdukça kalırlar.
Bazen şaşırsa da beşer Oğuz soyunu gönendir,
Bağışlamak beye düşer, yiğit öfkeyi yenendir."
Bir kartal yuvası güzelliğindeki Dursun Fakıh'a uğradık.
İmdat Avşar Bey yıllarca öğretmenlik ve maarif müfettişi olarak görev yapmıştı. Şiir ve hikayeleri Türk Edebiyatı, Kardeş Kalemler, Herfene, Köroğlu, Sancaktar, Gökbayrak, Bizim Külliye, Berceste, Şehriyar, Kün Edebiyat, Kümbetaltı, Agora, Çıngı, Alatoo gibi dergilerde yayımlandı.
Kerkük, Bağdat, Azerbaycan, Kırgısiztan, Kırım, Başkurdistan, Kosova, Kıbrıs gibi Türk Dünyasında muhtelif şehir ve ülkelerdeki dergilerde yer aldı.
Türk lehçelerinden çevirerek yayımladığı yüzden fazla da eser var.
Ayrıca üç hikaye kitabı var; Çiğdemleri Solan Bozkır, Soğuk Rüya ve son olarak da Güvercin Sevdası.
Evliya Çelebi'nin İzinde Azerbaycan ve Ganire Paşayeva ile beraber hazırladıkları Karabağ Hikâyeleri kitapları.
Dağlara bakıp türkü söyledik İmdat Bey'le "Duman duman olmuş dağların başı, Yine karlar yağmış gönül dağıma" dedik, Sakarya Nehri'ni seyredip şiir okuduk. Sohbet zaten güzeldi. İmdat Avşar, Avşar Ağıtları'nı hikayeleriyle beraber anlattı, hikayelerini dinledik, şiir vardı, türkü vardı. Bir güzel gün oldu vesselam.
İmdat Avşar Bey hikaye yazarı ama şiirleri de çok güzel. İnşallah bir gün onları da kitap haline getirir.
Bugün de İmdat Avşar'dan bir şiir okuyalım. Hattâ ağıt geleneğinden gelmesi hasebiyle Cengiz Aytmatov'un vefatı dolasıyla yazdığı ağıt-şiiri okuyalım.
Romanlarını, roman kahramanlarını, coğrafyasını, Türk Dünyası'nı, Harput'a gelişini söylesin bize.
Cengiz Aytmatov'a Ağıt
Bulut küsmüş Cengiz Han'a
Sır oldu kutlu gölgesi
Saçını çöz Nayman Ana
Düştü Kırgız'ın kalesi
Yedeğinde bir ak kula
Vakitsiz çıktı bak yola
Kavuştu mu Törekul'a
Hasretle dolu heybesi
Ötelerden esen bu yel
Alatov'da döker gazel
Kopuzumdan koptu bir tel
Sustu sazın şah perdesi
Ey yağız yer kucakla sar
Koynunda bir oğul yatar
O ak kanatlı bir tulpar
Tanrı Dağı'nın nefesi
Destanlar söyleyip gitti
Çolpanımız kayıp gitti
Bizi böyle koyup gitti
Kırgız elinin bilgesi
Uygur Özbek Tatar gelmiş
Türkler katar katar gelmiş
Ayağı yer tutar gelmiş
Ne görkemdi cenazesi
Hey öteler hey beriler
Hey ölüler hey diriler
Divana durun çeriler
Gelen Cengiz efsanesi
Gün dağların kucağında
Seherin ala çağında
Er Manas'ın otağında
Karşılama hengamesi
Dede Korkutl'la bir telden
Aynı soydan aynı dilden
Cennet bağını dört koldan
Sarar Türk'ün velvelesi
Sibirya kışını gördü
Ejderin dişini gördü
Kurtların düşünü gördü
Er Manas'ın bir tanesi
Yaramız işler derine
Feleğin bize zoru ne
Cengiz Ağa'mın yerine
Bir 'Kardeş Kalem' ölesi
Arzuları yele verdim
Leylaları çöle verdim
Saraları sele verdim
Yeter bize Cemile'si
Yiğidim seksen yaşında
Ak tüyler bitmiş döşünde
Harput'ta Kayabaşı'nda
Yankılanıyor gür sesi
İmdat Avşar