Mehmet Ali Kalkan
ABDURRAHİM KARAKOÇ VE AŞIK MAHZUNİ ŞERİF
- Yayınlanma: Cuma, 25 Aralık 2020 00:20
- Kategori: M.Ali Kalkan
- Gösterim: 866
Gönlümden...
Dün eski defterleri karıştırırken Abdurrahim Karakoç Ağabey'in bir gazetedeki köşe yazısı elime geldi. 13 Kasım 2001 Salı diye not düşmüşüm.
Aşık Mahzuni ağır bir kalp ameliyatı geçirmiş, Abdurrahim Ağabey kendisine ulaşamamış, "Yenge Hanım ve hastane görevlileri aracılığı ile geçmiş olsun dileklerini ve selamlarını" göndermiş.
Daha sonra yeniden ziyaretine gidiyor, görüşüyorlar. Aşık Mahzuni Abdurrahim Ağabey'e bir şiir yazmış, şiir şu;
Usta Karakoç'tan bir selâm gelmiş,
Zaten özlemiştim göresim gelir.
Elbistan dağının bir taşı bilmiş,
Uğruna canını veresim gelir.
Birlik yudumladık Ceyhan suyundan,
Kolay kolay her can anlamaz bundan,
Bir kemlik gelir mi Türkmen soyundan,
Ahdile peymana durasım gelir.
Ben bir koruk iken o bir üzümdü,
Örnekler aldığım iki gözümdü,
Bu toprağa böyle dostlar lâzımdı,
Değil miydi? Size sorasım gelir.
Anadolu'm sana kulum, köleyim,
Sen öl de ki, ben yoluna öleyim,
Gözümü gözümden nasıl böleyim,
Böyle düşüneni vurasım gelir.
Haksızın göğsüne şiir sapladın,
Çok sabırlar ektin, sevap topladın,
Karakoç'um memleketi kapladın,
Seni yüreğime sarasım gelir.
Bilmem mi Mahzuni Şerif mi kendim,
Sevdayla boğuştum yenildim- yendim,
Edem senden hayli şeyler öğrendim,
Vardığın yerlere varasım gelir.
Abdurrahim Karakoç Ağabey o günkü gazete sütununa o günlerde son yazdığı şiirini de koymuş;
Bu Çağrı Sanadır
Bana bir bardak su gönder dostum
Eğer gönderebilirsen
Ana sütü gibi tertemiz olsun
Bir damlası Karadeniz
Bir damlası Akdeniz olsun.
Bir avuç toprak gönder bana
Edirne koksun, Ağrı koksun
Her zerresi burcu burcu
Türkiye koksun,
Anadolu'dan çağrı koksun.
Bir dilim ekmek gönder bana
Yiyince lezzetini hissedeyim
Bereketini hissedeyim
Köy köy, tarla tarla
Memleketimi hissedeyim.
Bir demet çiçek gönder bana
Renkleri sarı, kırmızı
Beyaz ve mavi olsun
Rayihası, estetiği semavi olsun.
Bir tutam sevda gönder bana,
Veysel Garani'nin
Yunus Emre'nin sevdasından olsun
Sevdaların hasından
Mevlana'nın Mevla'sından olsun.
Bir çıkın rüya gönder bana,
O nurlu pencereden,
Güneşi, ayı seyredeyim
Aradan kalsın tüm duvarlar
Maverayı seyredeyim.
Bir damla alınteri gönder bana
Yazdığın şiirleri gönder bana
Okumaya ihtiyacım var.
Abdurrahim Karakoç'a, Aşık Mahzuni'ye, vardığı yere varanlara Allah rahmet eylesin.
Fatihalarla.
Bugün de Aşık Mahzuni dinleyelim.
oguz
(Bu fotoğraf da iki binli yılların başından olmalı, İbrahim Sağır Ağabey, Ömer Sedat Topal ile Ankara'ya gitmiştik, Abdurrahim Ağabey'de üşenmemiş Sincan'dan gelmişti.
Hadi şunu da yazayım. Ankara da bir yere uğrayacağız, yol çift yol, karşıya bir türlü geçemiyoruz. Kaç defa dolanıp aynı yere geldim bilmem. Araçların gidiş geliş yolunu parke taşlarla bölmüşler. İbrahim Abi "Şurdan gidiver" diyor ama kocaman kocaman taşlar var, araba zaten geçmez. Tekrar dolaşıyorum acaba benim görmediğim bir yer mi var diye, yok. İbrahim Abi'ye sordum en sonunda;
"Abi geç diyorsun ama, ben geçecek yer göremedim, nereden geçeceğiz?" İbrahim Abi cevap verdi; "Ben yayan bu taşların arasından geçiyorum.")