Güncel

ADAY LİSTELERİ ÜZERİNE

                    ADAY LİSTELERİ ÜZERİNE

İrfan Cep 

 

Yazacaklarım hoşunuza gitmeyebilir ama yazılmalı.

Malum yöntem, 80 darbesi ile, -istisna olarak- uygulamaya konmuştu.

İstisna iktidarlara/liderlere yaradığı için, hiçbir iktidar değiştirmeye yanaşmadı.

Nihayetinde, aynı tiyatro, 24 haziran için bir kez daha -tüm partilerde- sahnelendi. Çünkü başka yol bırakılmamıştı.

Şu satırlar, aday adayı olan herkese gönderilen, Genel Başkan Meral Akşener imzalı mektuptan:

"..Kuruluşumuzda, üye ile ön seçim yaparak millete dayalı bir irade ortaya koyacağımızı beyan etmemize rağmen, baskın seçim maalesef bu yolu kapatmıştır"

"..Her birimizin, başka hiç kimse tarafından ikame edilemeyecek büyük ve değerli bir fonksiyonu vardır. Hiçbirimizin bırakın kenarda kalmasını, heyecanını azaltmasını dahi kabul edemeyiz."

"..İYİ Parti önce cumhurbaşkanlığı ve meclisi daha sonra da mahalli idareleri kazanacak ve milletimizin hasret kaldığı hizmetleri bir bir yerine getirecektir. Bu yolda çok daha fazla arkadaşa ihtiyaç olacaktır. Sizinle çok güzel işler başaracağız"

Mektubun ana fikri niteliğindeki bu cümlelere bir itirazımız olabilir mi? Benim yok şahsen.

Sakın bana 40-50 kişi ile yaptığınız teşkilat yoklamalarını hatırlatmayın! Ne de aday anketlerini.

Ha eksik ya da yanlış yapılan bir şey yok mu, elbette var. Ya kasıt? O niyet okumaya girer. Ben onda yokum.

Eh, madem konu bana geldi, şu son dört haftayı İrfan ÇEP ismi özelinde özetleyip bu konuyu kapatalım:

Yaklaşık bir aylık geceli-gündüzlü yoğun çalışma sonucu 1 Nisan'da, havuz medyasının evirip çevirip gösterebileceği hiçbir "yamuğu" olmayan muhteşem, kusursuz bir büyük kurultay gerçekleştirmiştik. Henüz yorgunluğunu atamadan, 20 Nisan Cuma öğlen üzeri, Genel Merkez'de büyük bir kriz yaşadık:

Genel Başkanımız Manisa'da teşkilat açılışında iken, pek çok yönetici de kendisine refakat ederken, YSK'dan özel dostlar aracılığı ile ve "acil kodu ile" aldığımız uyarılarda, muktedirlerin bizi sokmayacakları bir seçim için kararlı oldukları, buna göre karar metni hazırlandığı, işin sadece formalite oylamasına kaldığı, bunun üzerine Mecliste grup kuracak olursak dahi sonradan kazanılmış bir sıfatın geçmişe işlemeyeceğine dair Meclis Başkanının sumeninin altında hazır mütalaa bekletildiği bilgilerini edindik.

Şenol Hanım Genel Başkanımızı arayarak durumu arz etti ve B, C, D planlarımız her ne ise uygulamak için emirlerini beklediğimizi söyledi. Saat 15'te B planının da yürümeyeceğini tespit edip bildirdik. C planı, grup kurmaktı. Ama nasıl?

Beş aydır pazar günleri dahil sabah 8, gece 1, İYİ Parti Genel Merkezindeyim. 21 Nisan Cumartesi günü kadar Genel Merkezin boş olduğu bir gün daha hatırlamıyorum. Resmen ölü evi gibi idik. O günü, o tezgahı uzun adam da "Cumartesi oylama yapılsa giremeyeceklerdi" diye teyit etti zaten.

Sonrasında yaşananları konuya duyarlı herkes duydu, öğrendi, biliyor: Sadece 58 dakika ile İYİ Parti mucizevi bir şekilde seçime girme hakkı elde etti.

Genel Merkez yeniden dolup taşmaya başlamış, stantlar kurulmuş, aday adayı yağıyordu. Her kattaki çay ocağı günde 200 kişiye hizmet verirken şimdi en az iki bin kişiye hizmet veriyor; çay almak için de müracaat randevusu almak için de neredeyse torpil gerekiyordu.

Her partiden eski vekiller, hatta bakanların işlemini odamda bizzat yaparak yardımcı oluyor, tanıdık-tanımadık gözümün kestiği isimleri komisyon üyeleri ile görüştürmeye çalışıyordum.

Bir ara Şenol Abla "Müracaatını yaptın mı?" dedi. "Yapacağım efendim" dedim ve uzatmanın son gününde, son saatte yaptım.

Yaptığımız şuydu: Heyecanla, 5 bin lira verip tam bilet alıyorsunuz; amorti de çıkabilir, hiçbir şey de çıkmayabilir ama büyük ikramiye genelde çeyrek bilete çıkar. Neyse.

Ankara 1 ve 2.bölgeyi tercih ettiğimi sizlere duyurmuştum. Halbuki mutlaka vekil olmalıyım desem Adana ya da Rizeyi yazmam gerekirdi. Rizeyi yazmadım çünkü il başkanımız aday adayı değil "adayım" demişti, Adana'da da "ikinci bir Mevlüt Karakaya olayı yaşatmış olur muydum" endişem vardı.

Nitekim Ankara 1'e bir kısmını kendi elimle yazdığım 337 değerli isim müracaatı oldu. 2.bölge de ona yakındı.

Sonuca dair iki sinyal:

Ne yalan söyleyeyim, mutlaka vekil olmalıyım ve mutlaka ben olmalıyım diyenleri gördükçe, zaman zaman ben de "neden olmasın, olsam fena mı olur" diye düşünmedim diyemem ama Yılma Abi, Hasan Bölücek, Lutfu Sahsuvaroglu ve ben, dört cürüm, günün anısına bir resim çekinelim diye kürsünün bulunduğu giriş katına inmiş, resim için sıra beklerken, Genel Başkanımızın o mahşeri kalabalıkta bizi görünce yolunu değiştirip yanımıza gelerek dördümüzü birden kucaklayıp kulağımıza sessizce "Sizin yeriniz ayrı" deyişi ve benim de hazırcevap üstelik yüksek sesle "Yani liste dışıyız değil mi Başkanım" diye teyit ettirişim.

İkici sinyali de adrese gönderilecekken elden aldığım mektubu yayınlarken ben size vermiştim. "Görev aynı, Abla cumhurbaşkanı seçilecek". Evet, bu en önemli, en hayati görevdir.

Yani herkes 21'i akşamı Yeniçağ'ın listeleri yayınlamasını beklerken ben bilmem gerekenleri biliyordum.

SONUÇ ve TALEP

Listemiz, kadı kızında da olabilecek kusurlarına rağmen İYİ Parti'nin listesidir. Namusumuzdur, şerefimizdir. Sahip çıkacağız.

Sahip çıkacağız ki, kör-topal demokrasimizi de hepten kötürüm etmeyelim ve hepten kaybetmeyelim. Bu son şans.

Vekil listesi üzerinden yayacağımız hoşnutsuzluk havası ile asla cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma şansımıza zarar vermemeliyiz. Zira cumhurbaşkanlığını kazanmadığımız sürece, aldığımız vekil sayısının hiçbir hükmü yoktur.

Bu kısa sürede şunu da öğrendim:

İrfan ÇEP ya da Kocaçoban olarak öyle güçlü, öyle candan dostlar edinmişim ki, kimse sizi karşısına almaya, size rağmen karar almaya cesaret edemez.

Bu vesile ile aday gösterilmeseler veya seçilemeyecek yerden de olsalar, aday adayı olan bütün cesur yürekleri kutlarım.

Aday listelerine plaka sırasıyla göz attığımda, birinci sırada veya kesin seçilebilecek sıralarda olan birebir tanıdığım, sevdiğim hatta bir kısmı bana abi diyen sevgili dostlarım İsmail Koncuk, Şenol Bal, Ersönmez Yarbay, Feridun Bahşi, Yasin Öztürk ,Orhan Erzurum, Hayrettin Nuhoğlu, Yavuz Ağıralioğlu, Müsavat Dervişoğlu, Lütfü Türkkan, Fahrettin Yokuş, Faruk Atli, Ayhan Erel ile AR-GE çalışmalarında beraber mesai yaptığımız Ali Aydın Paşa, Durmuş Yılmaz, Behiç Çelik, Meral Alemdar, Emine Küçükali ve Seyit Yücel'in vekillikleri şimdiden kutlu olsun. Allah utandırmasın.

Evet, aday değilim ama yine Ankara'dayım. Şenol Ablam ikinci bölge birinci sıradan aday. Orada en yüksek oyu toplamak ve Genel Başkanımızı cumhurbaşkanı seçmek üzere ben de yanında yani sahalarda olacağım.

İktidarı devralmaya hazır bir partinin genel merkezinde ve beyin takımı arasında olmak yetmez mi!

Sonrası Allah kerim.

 

You have no rights to post comments

Köşe Yazarları


Annemin Ardından...
Cuma, 25 Ağustos 2023
...
TÜRK BAYRAMI: NEVRUZ
Salı, 29 Mart 2022
...

An itibariyle ziyaretci sayısı:

18 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi