30 Nisan 2025
ÖNCE ATATÜRK VE YASAKLAMA
- Yayınlanma: Pazartesi, 26 Nisan 2021 14:06
- Kategori: Av.Halil Altıparmak
- Gösterim: 749


Av.Halil ALTIPARMAK
Biliyorum, bu ara en önemli gündem ABD’nin, daha doğrusu Biden’in, Ermeni soykırımı ifadesini kullanmasıdır.
Biden’in bu konuşmasını o kadar çok konuşacağız ve yazacağız ki, bitmemecesine!
Bu ülkede, Ermenilerden dilenen özüründen, Azınlık Vakıflarına malların iadesinden, zamanın Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Başbakanı Erdoğan’ın nasıl bu iade kararını aldıklarından, Ermeni Kilisesinde soykırım ayini yapılırken, ülkemizin bir temsilcisinin orada bulunmasından, Çanakkale gibi Türk Milleti’nin artık kutsal bölgesi haline gelmiş olan bir yerde, Ermeni din adamının konuşturulmasından,
Akdamar Ermeni kilisesinin nasıl açıldığından vs vs. bahsedeceğiz. Yani bugüne nasıl gelindiğini anlatacağız.
Bizler, bir yerlerimizi yırtarcasına bağırırken, çırpınırken, bunları yapmayın diye adeta yalvarırken, bugün gelinen noktayı ve sonuçlarını elbette anlatacağız.
Biden’in bu sözlerinin Türk Milleti açısından hükmü nedir, kıymeti nedir onu da anlatacağız.
Bunları anlatacağız ki, Millî Birlik ve Beraberlik için nasıl yaşamak gerektiğini hep beraber göreceğiz.
Bu nedenle, bugün, geçen haftanın en önemli günden konusuna girelim.
19 Nisan günü Mersin’e bağlı Çamlıyayla İlçesi Milli Eğitim Müdürünün, Çamlıyayla Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfına gönderdiği yazıyı gördük.
Neden bu yazı gönderiliyor?
Çamlıyayla Ülkü Ocağı, Millî Eğitim’e bağlı ilgili kişilere birer ramazan paketi verecektir ve bu paketin içinde de “Mustafa Kemal ATATÜRK Gençler için Nutuk” adlı kitap vardır.
Millî Eğitim Müdürü bu kitabı okumuş ve içinde Gençlere kötü, olumsuz örnek olacak ögeler olduğuna karar vermiş ve bu konu için bir komisyon toplamış ve komisyon da Müdür ile aynı düşüncede olduğu için kitap yasaklanmış, bu durum da Çamlıyayla Ülkü Ocağı’na bildirilmiş.
Şimdi, kitabın adına bakalım ve bu ad ile yazılmış bir kitap da yasaklanıyor.
Diyelim, tamam, iyiniyetli olarak düşünüldüğünü varsayalım. Yani, Türk çocukları olumsuz etkilenmesin istiyorlar. Peki, bu durumda, neye bakmak gerekiyor?
Kitaptaki olumsuz ve çocuklara kötü örnek olacak ögelere bakalım!
Kitabın 25. Sayfasında,
- Osmanlı Padişahı Vahdettin’e yönelik “soysuzlaşmış, alçak”
2- Dönemin Osmanlı Hükümetine yönelik”aciz, haysiyetsiz ve korkak”
ifadeleri var.
1927 basımı, yani Alfabe değişimi olmadan önce, Arap Harfleri ile basılmış, benim de çevirdiğim ve kitaplaştırma çalışmaları yaptığım NUTUK kitabının ilk paragrafını olduğu gibi yazayım.
“1335(1919) senesi mayısının 19 uncu günüSamsun’a çıkdım. Vaziyet ve manzara-i umumiye:
Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup, Harb-i Umumide (1. Dünya Savaşı) mağlup olmuş, Osmanlı Ordusu her tarafda zedelenmiş, şeraiti(şartları) ağır, bir mütarekename(Mondros ) imzalatmış. Büyük Harbin uzun seneleri zarfında, millet yorgun ve fakir bir halde. Millet ve memleketi Harb-i Umumiye sevk edenler, kendi hayatları endişesine düşerek, memleketten firar etmişler. Saltanat ve Hilafet makamını işgal eden Vahdeddin, mütereddi(soysuzlaşmış), şahsını ve yalnız tahtını temin edebileceğini tahayyül ettiği deni(alçak) tedbirler araşdırmakda. Damad Ferid Paşanın riyasetindeki(başkanlığındaki) kabine; aciz, haysiyetsiz, cebin(korkak), yalnız Padişahın iradesine tabii ve onunla beraber şahıslarını vikaye edebilecek(koruyabilecek) herhangi bir vaziyete razı…
Ordunun elinden eslaha(silahları) ve cebhanesi alınmış ve alınmakda…”
Evet! Kitabın yasaklanma nedeni bu ifadelermiş!
Elbette, iki gerekçe daha araya sıkıştırılmış, haydi Onları da yazalım: “Öğretmen sopayla vurmuştur”, “Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün elinde sigara gösterilerek”…
Şimdi, bakın!
Buradaki amacın ne olduğunu anlamamak için nasıl bir kafaya sahip olmak gerektir hepimiz anlıyoruz.
İngilizlere teslim olacaksın, İşgal güçlerine sahip çıkacaksın, bunlara karşı gelen Vatanseverlerin üzerine, İngilizler tarafından hazırlanan silahlı güçler göndereceksin, Milliyetçi, Vatansever kadroların Lideri hakkında idam kararı çıkaracaksın, infazı için ısrarla İstanbul’a çağıracaksın sonra da iltifat bekleyeceksin, öyle mi?
Vicdan yahu vicdan!
İngilizlere, bu birkaç baldırı çıplağı(Vahdeddin, Kuvay-ı Milliyeciler için söylüyor) halletmekte neden bu kadar gecikiyorsunuz diye soracaksın, o birkaç baldırı çıplak(!), düşmanı vatan topraklarından kovunca da sizler koltuklarınızda oturmaya devam edeceksiniz, öyle mi?
İngiliz Muhipleri(Dostları) Derneğini kuracaksın, İngiliz Ajanları ile işbirliği halinde düşmanla mücadele eden insanlara her türlü kötülüğü, düşmanlığı yapacaksın, sonra da hiçbir şey olmamış gibi sana BİAT edilecek, öyle mi?
Bu kafaya hizmet etmek için de, bugün, bu ülkede bir takım insanlar, söylenen sözleri yasaklamak isteyeceklerdir, öyle mi?
Bir kere soysuzlaşmış ifadesini de iyi anlayalım. Soylu bir Milletin ve onların soylu idarecilerinin varlığı ve önceleri böyle olduğu anlamı da çıkmıyor mu?
Elbette, Adana Türkocağı gibi Türk Milleti’ne adanmış Kurumlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kuruluş İlke ve Felsefesi doğrultusunda konuya sahip çıkacak ve bu yasaklamayı yapanlara karşı KANUNÎ hakkı olan suç duyurusunda bulunacaktır. Adana Türk Ocağı’na ve suç duyurusunda emeği geçenlere teşekkür ederim.