SAFAHAT MEHMET AKİF ERSOY - Gülsüm KARACA

SAFAHAT MEHMET AKİF ERSOY  Gülsüm KARACA yazdı...

Yazıma yazarımızın kısa bir biyografisi ile başlamak isterim. Mehmet Âkif Ersoy, 1873 yılının Aralık ayında İstanbul’da, Fatih ilçesinin Karagümrük semtinde Sarıgüzel Mahallesi'nde dünyaya geldi. İlköğrenimine Fatih'te Emir Buhari Mahalle Mektebinde, Ortaöğrenimine Fatih Merkez Rüştiyesinde başladı.Daha sonra Ziraat ve Baytar Mektebine (Tarım ve Veterinerlik Okulu) kaydoldu. Mezuniyetinden sonra Mehmet Âkif, Fransızcasını geliştirdi.

6 ay içinde Kur'an'ı ezberleyerek hâfız oldu. Hazine-i Fünun dergisinde 1893 ve 1894’te birer gazeli, 1895’te ise Mektep mecmuasında "Kur'an'a Hitap" adlı şiiri yayımlandı, memuriyet hayatına başladı.  27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul'da, Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'nda vefat etti.. Edirnekapı Mezarlığı'na gömüldü. Mezarı iki yıl sonra, üniversiteli gençler tarafından yaptırıldı; 1960'ta yol inşaatı nedeniyle kabri Edirnekapı Şehitliği'ne nakledildi. Mezarı, Süleyman Nazif ve arkadaşı Ahmet Naim Bey'in mezarları arasındadır.

Mehmet Akif Ersoy, yakın tarihimizin önemli edebiyatçılarından biri olarak yaşamı boyunca birçok eser kaleme almış ve bunlardan en mukaddes olanı şüphesiz ki İstiklal Marşı’dır. Gerek sağlam karakteri, gerek Türk milletine olan sevgisi ve dinini yaşayış biçimi olarak, edebiyat tarihimizde önemli bir yere sahiptir. Safahat ise Mehmet Akif Ersoy’un kıymeti ölçülemez eserlerinden biridir. Hatta şiirlerinin toplandığı ve anlam bulduğu en önemli eseri demek yanlış olmaz.

Kitabın biçimsel özelliklerinden başlamak gerekirse; Mehmet Akif, şiirlerinde Türk-İslam dünyasının içinde bulunduğu durumu, sosyal-siyasal ve kültürel hayatı, bu hayatın çürüyen eksik yanlarını, realist bir bakışla dile getirmiştir. Şiirlerinde de cehalet, taassup, fakirlik, inançsızlık, köksüzlük ve vatan en önemli konularıdır. Şiirleri, genel anlamda İslâmî bir lirizme sahiptir. Mehmet Akif Safahat’ta yedi kitaplık şiir külliyatını bir araya getirmiştir. Safahat'ı oluşturan yedi cilt yayımlanış sırasına göre şu şekildedir: Safahat -1911,Süleymaniye Kürsüsünde -1912,Hakk'ın Sesleri-1913,Fatih Kürsüsünde -1914,Hatıralar-1917,Asım-1924,Gölgeler-1933

İşte Mehmet Akif Ersoy tarihin aynası olarak gördüğümüz birçok şiirini eserinde bu bölümler halinde toplamıştır. Şimdi ise Safahat’ın bölümlerine göz gezdirelim. İlk Külliyatı olan yani ‘Safahat 1911’ bölümü 44 manzumeden oluşmaktadır. Daha çok manzum hikâye tarzı metinleriyle tanınan bu cilt, sosyal hayatın çürüyen taraflarını çoğunlukla birey çevresinde ortaya koymasıyla dikkat çekmektedir. İkinci Safahat yani Süleymaniye Kürsüsünde -1912 kısmında ise Süleymaniye Kürsüsü, tek şiirden oluşan uzun bir manzumedir. Manzumenin esasını Abdürreşit İbrahim Efendi'nin ağzından İslam dünyasının içinde bulunduğu durumun gözler önünü serilmesi, bunun sebeplerinin izahı teşkil eder. Üçüncü Safahat ise yani Hakk'ın Sesleri-1913 kısmında sekiz ayet-i kerime ve bir hadis-i şerifin tefsirleri yapılmıştır. Akif; bu eserinde yanlış tevekkül anlayışına, tembelliğe, cahilliğe hücum eder. Dördüncü Safahat yani Fatih Kürsüsünde -1914 kısmında Süleymaniye Kürsüsünde adlı manzumeye benzemektedir. İki bölümden oluşan tek bir şiirdir. Yanlış tevekkül ve cehalet ve gerileme anlatılmıştır. Beşinci Safahat olan yani Hatıralar-1917 kısmında ise Doğu-Batı karşılaştırmasının en yoğun yapıldığı bölümdür. Bu eserde ayrıca dört ayet ve iki hadisin tefsirine de yer verilmiştir. Altıncı Safahat yani Asım-1924 kısmında tek ve uzun bir manzumeden meydana gelmiştir. Manzumenin kahramanları; Hocazade, Köse İmam, Asım, Emin'dir. Hocazade, Mehmet Akif'in kendisini simgelemektedir. Safahat'ın en başarılı cildi olarak kabul edilmektedir. Ve son olarak Gölgeler-1933 kısmında şairin son dönem şiirlerinden oluşmaktadır. Bu eserde daha çok kıta nazım biçimi tercih edilmiştir. Bu eserde vatan hasreti, ümitsizlik duygusu, içine kapanıklık, duyulan dini heyecanlar dile getirilmiştir.

Mehmet Akif Ersoy’u anlatmak şu an ne kadar yetersiz gelse de onun Türk edebiyatına verdiği hizmet hiç bir zaman unutulmayacaktır. Zamanının güçlü kalemi Mehmet Akif ERSOY, yaşadığı  ortamı  en güzel bir üslupla mercek altına alabilen büyük üstat, eleştirilerini şiir halinde bizlere emanet etmiştir. Ayrıca milletimize armağan ettiği İstiklal Marşı, bağımsızlığımızın  sembolü olarak ebediyete kadar yaşayacaktır.  Ve yazıma Safahat’a başlarken en sevdiğim dizelerle son vermek istiyorum. Sağlıcakla… 

Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım!
Oku, şayed sana bir hisli yürek lazımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.

 

 

 

Yayınevi: Akçağ Yayınları

İlk Baskı Yılı : 2018

Dil : Türkçe

Sayfa Sayısı: 544

Barkod:  9789753380348

Kitabı buradan temin edebilirsiniz. Link

You have no rights to post comments

An itibariyle ziyaretci sayısı:

160 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi