İRAN’A DOKUMAYIN
- Yayınlanma: Salı, 02 Aralık 2014 14:40
- Kategori: Ali Bademci
- Gösterim: 3640
İRAN’A DOKUMAYIN
Ali BADEMCİ
İran tarih ve kültür olarak çok ilginç bir Türkmen-Türk coğrafyasıdır. Devlet varlığı ne kadar fundamantalist görünürse de görünsün bu iş hakkikatte hiç de doğru değildir; bir batı yakıştırması ve yapıştırmasıdır. Elbette İran‘ın Anayasası ile toplum yapısı örtüşmemektedir;çünkü devlet ne kadar dini bir devlet görünümünde olsa da dayanağı olan içtimai-kültürel ve etnik yapı Türkmen-Fars ortaklaklığına dayanmaktadır. Bu devlet elbette bir konfederasyon değil; Türk Kaçarlar’dan sonra gelen Pehleviler ile birlikte Fars’ın azınlık iktidarıdır.Esasan sosyal yapıdaki farklı manzaralar ve dışarıdan yanlış değerlendirmeler böyle bir teokratik görüntüye sebeb olmaktadır.
İngilizler ve Ruslar 100 yıl İran’ın Anadolu ve Orta Asya’dan farklı yapısını kaşıdılar;fakat Pehlevi adı ile Farslar’ı öne çıkaran Sovyetler,ülkenin zengin yer altı kaynakları için girdikleri mücadeleyi önce İngiliz sonra da ABD’ye devrettiler.Tıpkı Irak’ta olduğu gibi;fakat Suriye’de böyle kaynaklar olmadığı, benzer toplum yapısına malik bulunmasına rağmen hâl Ruslar’ın borusu ötmektedir.Ne garip tecellidir ki büyük ölçüde Türkiye desteği ile Amerika Irak’da hakim sosyal yapıyı Türkmenler aleyhine bozarken,Suriye’de Baas diktatörlüğü ile Türkmen yapısını mahvettiler.Böylece sağlam tarihi,sosyolojik ve kültürel temellere oturtulmuş olan Anadolu-Suriye-Irak ile İran Türkmen kardeşliği tamamen unutturulmuştur.Fakat tarihin müşterek sosyal değerleri unutulmuyor ve söndürdükçe alevleniyor.İşte günümüzde böyle bir gerçekle karşı karşıyayız.
Hiç de Suriye ile İran’ın inanç ve sosyal yapısı birbirbirine uymaz;çünkü 1000 yıldan beri Suriye coğrafyası Sünni olduğu halde İran de böyle değildir.Bu sebeble İran vari bir İslâm Devleti yapısını bir gün bile Suriye’de uygulamazsınız.Tarih boyunca İran-Suriye siyasi ve inanç birlikteliği katiyyen vukuu bulmamıştır.Siz 2 milyon Arapça konuşan Suriye Aleviliği’ni katiyyen sağlam inanç temelleri olan İran Şiası ile bağdaştıramazsınız.Bu husus elbette önümüzde bulunan ve yine Arapça konuşan Adana-Hatay-Mersin kıyı Alevileri için de geçerlidir ve bunlara İran rejimi denilince tüyleri kalkar.İngilizler de Amerikalılar da bu gerçeği yüz yıldan beri farkedemediler.Bu sebeble Ortadoğu ve İran politikaları yaz-boz tahtasına dönmüştür.
Şahsen ABD’nin İran’a nüfuzuna katiyyen gönlüm razı olmaz;çünkü böyle bir dühul İran Türkmenliği’ni Irak ve Suriye Türkmenleri gibi bedbaht bir duruma düşürür.Amerikan oyuncağı ve kalleş batının iki yüzlülüğüne muhatap olunacağına yüzyıllardır aynı senkirist kültürü paylaştığımız insanların diktatoryası,hatta zülmüne katlanmak,dolayısiyle biraz daha bilenerek iktidara sahip olmak daha iyidir.Bu bakımdan İran’a dokunmayın;Türkmenler’in Ayetullahı da var,Hocası da var ,az da olsa devlet adamı var! Üzerlerine uygulanan jenosid elbette güneşin balçıkla sıvanmasına yetmeyecektir.Her sosyal ve kültürel baskının bir doyum ve patlama süreci vardır;tarih bu hakikatlerle doludur.Şartlar ne olursa olsun bugünkü İran’da Türkmenler’in çoğalma oranı Farslar’ın hemen hemen iki katıdır ve demografik yapı sürekli olarak Türkmenler lehine gelişmektedir.Bu işleri abartılarla kışkırtıp insanları tam bir batı kafası ile kırdırmak kimseye fayda sağlamaz.
Evet, bugün İran,İslâm Âlemi’nde, Şii bir devlettir;fakat bu işi katiyyen Araplar’a benzetmeyiniz.Çünkü daha Doğu Beyazıt'dan ayrılıp Tebriz’e doğru Batı Azerbaycan’ı kattetiğinizde kimseyi “Şii” diye niteleyemiyorsunuz ve buna canları sıkılarak”Biz Osmanlıyız-Türküz”diyorlar.Türkmenlik ancak Güney Türkmenistan,yani Sahra Türkmenleri’ne mahsustur ki bunlar da 3,5 milyon nüfusla Selçuklu bakiyyesi,Türkmenistan devamı, Sünni-Hanefi Türkmen soy ve boylarıdır.Gazeteleri var,dergileri var,bizleri okuyor ve anlıyorlar,bir tane de olsa İran Meclisi’nde vekilleri de var! Yeterki onlar varlıklarını muhafaza etsinler biz beteri göreceğimize makul olmasa da buna razıyız;bağırmanın-çağırmanın “Vahşi Batı”ya alet olmanın onlara büyük siyasi zararı olur.Irak ve Suriye’de ısrar ve inatla ABD “Türkmen” adını bile kabul etmiyor.Aylardır Haleb’de Türkmen kırılıyor,güya Müslüman cellâtlar, Telafer’in üzerinden geçti,hangi bi-idrak ABD bunun adını andı.Varsa da yoksa da Barzani;hani Talabani’nin Soranileri’ne ne oldu,köküne kıran mı girdi.Halbuki sadece Kerkük’de yanılmıyorsam bu büyük Kürt parçasının 6 milletvekili var.Yaygara ile sunî Kobani gündemi ile Haleb-Hama-Hums-İklıb’i mahvettiler de maalesef Türkiye’nin de sesi çıkmadı.Böyle bir oyunun İran’da oynanmasına taraftar olamayız;zaten soydaşlarımız da ABD oyuncağı olmak istemiyor.
İran’da Şii rejimin ilk sahibi,mucidi kimdir hiç baktınız mı?Safaviler,yani Şah İsmail değil midir?İsmail,elbette kendinden önceki Karakoyunlular ve Akkoyunlular Türkmen devlet yapısı model olarak alabilirdi ve o zaman Doğu-Güneydoğu-İran’ın sosyal ve inanç yapısı buna müsaitti.Fakat kendinden evvel bütün Anadolu-Suriye-Güneydoğu Anadolu coğrafyasını dolaşarak Uzun Hasan’ın bacısı Hatice Begüm ile de evlenerek Sünni Akkoyunlular’a damad olan dedesi Şeyh Cüneyd’in felsefi düşüncelerini pekala biliyordu.Gilan’da Sünni-Şafii-Sofi bir gelenekten gelen Safaviyye’nın yeni ideolojisi elbette kurucu unusuru Türkmenler olmak üzere Türkmen-Fars Şiası mensuplarıydı.İşte bugünkü İran'nın din düşüncesinin temeli ve sosyal yapısı budur.Böyle bir oluşum için bütün Anadolu Türkmenliği İran’a akmıştı ki bunların tamamı Baharlu oymağında olduğu gibi Türk İnancının sağlam yapısı Horasan Erenliği’nin ermişleri idi.Bu yapıyı Emir Timur da bozamadı ve Safavilerden sonra Avşarlar ve Kaçarlar gibi Türkmen kavimleri ile 1925’e kadar devam etti.
Son Kaçar, Ahmet Şah’ı vatanından ve tahtından Rus Bolçevikler tecrid ettiler.Ve iktidarı İran sarayına koruma olarak gönderdikleri Kozak (Rus Kazağı) Tugayı’nın İranlı olmayan Komutanı Rıza’ya İngilizler’in de yardımı ile teslim ettiler.Ahmed Şah Moskova’da yokluk içinde ölürken,Ruslar’ın Tüdeh Partisi de bu arada Marksist düşünceleri hakim kılamadı ve Rıza Fars argümanı “Pehlevilik” gibi tarih olmuş bir düşünce ve Amerikan desteğiyle İran’da hakimiyet sağladı.İşte Fars Milliyetçiliği’nin temeli böyle sakat ve sün’idir ki Humeyni ile berhava oldu.
Elbette İran’da bir azınlık olarak Fars ideolojisi devlette varlığını ve hakimiyeti devam ettirmektedir.Fakat dini rejim Fars kültür ürünü değil Türkmen kültür ürünüdür ve adı da mutlak surette “Türkmen Şiası”dır.Elbette İslam Şiiliği temeldir;lakin 40 milyon gibi korkunç bir Türk dünyası bu inançtadır ve yabancı görerek ötelemek çok yanlıştır.Çünkü bizim ırkımız ne olursa olsun güzeldir ve en iyi güzellikler rahat bir gelecek onların hakkıdır.Unutmayın ki,Fransız Roux,ırkımızı tarif ederken onların güzelliği,şirinliği,tatlılığı cengaver oluşlarında değil dillerinde, türkülerinde,adetlerinde,her türlü zorluğa katlanışlarındaki dirençlerindedir,diyor.Evet o güzel yakarışı bir daha tekrarlayalım:Ahh milletim canım benim.Huzurlu olun.