Anasayfa
YAVUZ ÖZKAYA
07.03.1955- 12.01.1979
12 OCAK 1979 CUMA GÜNÜ SABAHIN ERKEN SAATLERİNDE GÖREVİNE GİTMEK ÜZERE EVİNDEN AYRILAN ÖĞRETMEN YAVUZ ÖZKAYA, KÜRTÇÜ, BÖLÜCÜ, KOMİNİSTLER TARAFINDAN KALLEŞÇE TUZAK KURULUP ARKADAN SİNSİCE KURŞUNLANMAK SURETİYLE ŞEHİT EDİLMİŞTİR. ALLAH RAHMET EYLESİN.
YAVUZ ÖZKAYA’NIN BİYOGRAFİSİ
Yavuz Özkaya 7.7.1955 Yılında Van’ın Çaldıran İlçesinde ( o zaman nahiyeydi) doğdu. Babası Nüfus Memuru Sivas Zara eşrafından Hacı Abdurahman’ın oğlu Ükkaşe Özkaya; Annesi ise Kerkük Türkmenlerinden Van’da Şıh olarak ünlenen Şıh Kahraman’ın kızı Rabia Hanımdır.
Aile, babalarının 1962 yılında vefat etmesi ve ağabeyleri Necdet Özkaya ’nın öğretmen olarak Adana’ya tayin edilmesinden sonra Adana’ya 1963 yılında gelip yerleşmişlerdir. Yavuz Özkaya sırasıyla Atatürk İlkokul’u, Milli Mensucat Ortaokulu, Adana Erkek Lisesi ve Adana Eğitim Enstitüsü’nde okudu. Mezun olduktan sonra Adana İmam Hatip Lisesi Fen Bilgisi öğretmeni olarak görev yaptı.
Ailenin diğer fertleri gibi Türk Milliyetçisi fikrini benimsemişti., Okuyan, düşünen, ve düşündüğünü çok rahat ifade eden hatip ve yazardı. Resim yapardı. Kahramanlık türkülerini çok güzel seslendirirdi. Derneğimizde bir düzine seminerle .Türkçemiz konusunu işledi. “Yaşadıkça Ölürüm” adlı tiyatro eserini sahneye koyduğu zaman büyük ses getirtmişti. Ülkücülüğü bir yaşama bicimi olarak benimsemişti. İmam Hatipte öğretmenlik yaptığı dönemde öğrencilerinin kendisini sevip saymalarının sebebi, bu ölçüsüydü. Yani Ülkücülüğüydü. Ülküye giden yolda asil ve vakur duruşuydu. Yaşasaydı Milletimize ve Memleketimize faydalı insanlar yetiştirecekti. Bölücü kurşunların hedefi olması da bu yüzdendi.
12 Ocak 1979 günü şehitlik rütbesiyle aramızdan ayrılan Yavuz Özkaya’ya Allahtan rahmet diliyoruz mekanı cennet olsun.
Oğuz Özkaya
ŞEHİTLERİMİZİ UNUTTURMAYACAĞIZ.
SENİ UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ.
Şehit Oluşunun 35 Nci Yıldönümünde Yavuz Özkaya'nın Mezarı Başındaydık.
Şehit Oluşunun 35 Nci Yıldönümünde Yavuz Özkaya'nın Mezarı Başındaydık.
12 Ocak 2014 Pazar günü Saat 12.30’da Yavuz Özkaya’ nın mezarı başında, ülkücü dava arkadaşlarımızla beraberdik. Saçlarına ak düşmüş, çizgileri derinleşmiş, hafif kamburlaşmış ancak gözlerindeki ışık, inançlarındaki ateş asla sönmemiş gençlerdi onlar. O gençlerle birlikte yaşı genç olanlarda vardı. Ve aralarında o kahpece saldırıda sağ gözünü kaybeden Oğuz Özkaya ve geçirdiği felçten dolayı ancak bastonu ile yürüyebilen Müzeyyen Özkaya’ da vardı. Dönem dönem Ülkücü hareketin yükünü sırtlayanlar Veli Kahraman, Cumali Bozdağ, Adnan Uçar, Server Gedikbaş, Recai Aktar, Abdurahman Uygur, Rahmi Eşelioğlu, Veli Boz, Münevver Düver, Turan Bilen, Mustafa Bilen, Şeref Kahraman, Dr.Tahsin Kaplan, Yaşar Aşık, Hüseyin İsse, Aybala Polat, Esra Özkaya, Fırat Özkaya, Kurumları ve şahıslarını temsilen gelen Kamu Sen Adana İl Temsilcisi Kamil Köse, Çukurova Oğuz Boyları Derneği Başkanı Mehmet Demir’de oradaydı. M. Hayati Özkaya ’nın kısa bir açış konuşmasının ardından Duran Hoca tarafından Yasin-i Şerif okundu, dualar edildi. Ve diğer şehitlerimizin de anılması geleneğinin bu vesileyle başlatılması temennilerinde bulunularak vedalaştık. Gecikmeli olarak kabir ziyaretini yaparak aramıza katılan Kazım Akdağ, Kamil Tüzün, Sinan Kara, Nurol Feda, Erol Alat, Mehmet Alişan ile Serhat Emlak bürosunda uzun bir süre sohbet edildi.
YAVUZ ÖZKAYA HAKKINDA YAZILANLAR
Oğluma
Evvel zaman içinde, Ahlar vahlar içinde, Yok olan günler içinde... Adını adından aldığın adam, Yani amcan, Çekip gitti aramızdan...
O çok sevdiği kalemini, çakmağını, kol saatini Ve de not defterlerini bizlere bırakarak.. Eğer gitmeseydi o gün, 374 Arif, 979 Mehmet, Kara tahta önünde sözlü sınav olacaktı.. Eğer gitmeseydi o gün, Ders verdiği sınıfta, Suyun kuvvetini, ışığın hızını anlatacaktı...
Şimdi beni dinle biraz, Ve şunları bir yere yaz: Tarih 12 Ocak 1979 Saat: sekiz otuz.
Bir türkü gibi, bir şiir gibi, bir ağıt gibi Gel benimle birlikte sen de söyle.
Analar ağlayınca, Bacılar sızlayınca, Ağalar diş sıkınca, Kıyamet mi koparmış?
. Değil işte oğlum böyle Ve fakat beni iyi dinle
Evvel zaman içinde, Ahlar vahlar içinde, Yok olan günler içinde... Adını adından aldığın adam Yani amcan, Çekip gitti aramızdan... O çok sevdiği kalemini, çakmağını, kol saatini Ve de not defterlerini bizlere bırakarak..
Bir yağız delikanlı yirmi beşinde Dur-durak bilmeden yürüyordu. Hava soğuk ve yerler ıslaktı, Zamanın durduğu an Kurşunlar ıslık çaldı. Haince ve kalleşçe namlunun hedefinde Dokuz kurşun tam dokuz yerinde, Tomur tomur kızıl güller açınca Gençliğinin kaderi çizgi çizgi örüldü Bu cennet toprağına bir can daha gömüldü..
Ya sabır ver dayanayım, Ya kuvvet ver haykırayım. Ne söyleyim, ne diyeyim Kederliyim, kederliyim Bin asırlık bir dertteyim… İşte adını adından aldığın adam Yani amcan, Güpegündüz yol ortasında Faili meçhul bir el tarafından vurularak Çekip gitti aramızdan.
O çok sevdiği kalemini, çakmağını, kol saatini Ve de not defterlerini bizlere bırakarak..
Tarih 12 Ocak 1979 Saat: sekiz otuz. Bir türkü gibi, bir şiir gibi, bir ağıt gibi Gel benimle birlikte sen de söyle.
Analar ağlayınca, Bacılar sızlayınca, Ağalar diş sıkınca, Kıyamet mi koparmış? Değil işte oğlum böyle Ve fakat beni iyi dinle:
Sakın sakın ola ki Unutma sen de onu. Adını sordukları an, Aklına gelsin amcan. ………………… Aklına gelsin amcan Mehmet Hayati ÖZKAYA
|
Aziz büyüğümüz rahmetli Ayvaz GÖKDEMR'in Ülküdaşımız Yavuz ÖZKAYA'nın şehadeti vesilesiyle kaleme aldığı Figan ve İsyan yazısı Devlet Dergisi' nin Şubat 1979 Sayısın da yayınlanmıştır.
F İ G A N V Eİ S Y A Neçen sayıdaki yazımıza «Şu safhada
|
Şimdi, 23 yaşında stajyer Fen Bilgisi Öğretmeni Yavuz Özkaya artık dünyamızda yok! Yavuz'a dünyasını değiştirten hain
|
YAVUZ YAHUT ASIMIN NESLİ
Necdet ÖKAYA
Asım Akif'in rüyasıydı, ümidiydi. Vatanın namusu, mukaddesatın bekçisiydi. Çanakkale harbi denilen o amansız boğuşmada, Asım'ın nesli kendisinden beklenen tarihi vazifesini hakkiyle yerine getirmişti. Akif'in hayali, rüyası gerçekleşmek üzereydi. Asım ve arkadaşları O'nun yüzünü kara çıkartmamıştı. Göğsünü gere gere:
"Asım'ın nesli.. diyordun ya ... Nesilmiş gerçek;
İşte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek."
haykırıyordu. Ama Asım'ın nesli çıktıkları seferden dönmedikleri için Akif'in rüyası yarım kalmış, emeli tam gerçekleşmemişti. Dönebilselerdi Asım ve arkadaşları o seferden, çıkacaklardı marifet ve fazilet seferine. Düştüğümüz bu şerefsiz hüsranın sebebini ''hasmımızın kudret-i irfanından" nasipsizliğimizde bulan Akif, o "Genç Adamı"
YAVUZ ÖZKAYA'NIN RESİM ÇALIŞMALARI
YAVUZ ÖZKAYA'YI 36 NCİ YILDÖNÜMÜNDE MEZARI BAŞINDA DUALARLA ANDIK.
YEREL BASINDA :
Lider Gazetesi |
Gazette |
ŞEHİTLERİMİZİ UNUTTURMAYACAĞIZ
SENİ UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ
ŞEHİT OLUŞUNUN 37 NCİ YILDÖNÜMÜNDE YAVUZ ÖZKAYA'NIN MEZARI BAŞINDAYDIK.
YEREL BASINDA :
MEDYA YENİ GÜN GAZETESİ |